RÜYADA

Bu gün 9-Mart 2025.Sabah daldan düşüp rüzgâra kapılmış yaprak misali kalktım.Yaprak bendim,rüzgâr "dün" hatıralar,mazi."Unuttum" denilen ama asla unutulmayan sadece bir köşeye kaldırılan,yakılmayan,yok olmayan,aklından çıksa da kalbinin çeperlerine bir yosun gibi işleyen ve artık varlığı farkedilmeyen... sonra bir rüyayla uyanıp kanına karışıp aklını karıştıran,kalbini biraz acıtan,biraz hüzne salan...bir acı olay,bir mutluluk anı,bir arkadaş,dost "sevgili" Bir kalb kırılma anı,bir akıl çelinmesi sırası,bir kaçış,yakalanış,yakalayış.Savuruveriyor yaprak gibi dünün bitmemişliğinden bu günün asla başlanamayacaklığına,o zamana dönülemeyecekliğine. Dün Coşkun hocayla konuştuk biraz,aileden,geçinmekten,mutluluk-mutsuzluktan.Dünün-dün'deki(lerin)nin bu günün ve bu gündeki eşler arasındaki etkisi üzerine...haliyle dün-bu gün ve olası yarında dün ilişkili olduklarımızın bazan yıkıcı etkisi olabileceğini,geçmişi yönetmenin anı ve sonrasını yönetmeyi kolaylaştırabileceğini ya da yönetememenin anı ve sonrasını yıkabileceğini...dün'ümdeki en canlı renkle ve bu güne kısa bir yansımasıyla örneklendirdim. Zevkli bir çalışma yaptım Coşkun hocanın bahçesinde.Akşam eve bıraktı hatta,bir ara yolu yarım saat uzatan bir yanlış yola girdik.Bu yanlış bile güzel oldu,dinlemenin dinlendiriciliği yarım 18-20 dakika uzamış oldu. Gün içindeki dün anımsamaları-anımsamaların ana kişisi gece boyunca benimle oldu.Hep metrelerce uzakta,hep gözüm korkarak O'nda-hep gözü cesaretle üstümde.Bu,otuz küsür yılda üçüncü rüyamı ziyareti.Hikâyemiz bittiğinin ilk günleri bir kez gelmişti rüyam üzerinde ıssız kalmışlığıma ve iyi gelmişti,günlerce bir sarılmanın etkisiyle toparlanamamıştım.Güzel bir dağınıklıktı."Hikâyemiz" demişken,birlikte yazılan bir hikâye değildi,iki ayrı,bireysel hikâyeydi,kahramanım O'ydu,kahramanı bendim.Bunu ikimizde biliyorduk fakat ne kahramanları buluşturuyorduk,ne birleştiriyorduk.Kahramanlar karşılaştığında kuvvetli bir Yalaz kalpleri kavurup geçiyordu ve kahramanların başı öne eğiliyor,hasret dolu kaçak bakışlar taşıyan gözler hüzünle uzaklaşıyordu.Aynı şarkıları dinliyorduk karşılıklı pencerelerde ,O'nu bilemesemde ben melankolinin en derininde hızlı kulaçlar atarak O'na doğru yüzüyordum şarkıların itelemesiyle ve asla ulaşamıyordum,ulaşmak istemiyordum belkide..."Uzaktan sevmedinse hiç sevdim deme!" diyen şairin bu melankolik metaforuna hayat veriyordum adeta. "Hikâyemiz bittiğinin ilk zamanlarında rüyam üzerinden ziyareti"nin üzerinden birkaç on yıl sonra yine bir rüya aleminde buluştuk.Oturduk biraz mesafeli hiç mesafesiz.Emindim ikimizde KızKulesine bakıyorduk,iki yalnız bir yalnızı seyrediyorduk ve üç nesnenin acaip aynı yerdeki uzaklığını yaşıyorduk.Oturduk,uzunca,kısa gecenin bir kısmında.Gecenin bir kısmında iki uzaktan bir uzak yaratmıştı sevgiyi var eden,evi kalp olan. Güneş batıyordu ve yüksekce bir yerde güneşin ışığını kesip kendi ışığını salıvermişti üzerime.."Kart postallık manzara" derler ya,bu manzarayı ne yakalayacak fotoğrafçı ne çekecek fotoğraf makinesi olamazdı. Ancak kalple yakalanacak bir manzara kalple çekilecek bir kareydi.Üzerinden geçmiş nice yıllar,ne sararmış,ne solmuş kareler.Kaldırıldıkları kıyı köşeden çıkıp geliyorlar işte,unutulmuş değil,yaşanıldığına alışılmış kareler. Coşkun hocayla sohbetin gidişat gereği hatırlattığı maziden çıkıp geldi rüyam üzerinden alışılmış olan.Olduğu yıllarda çok güzel olan.Siyah olanları yine siyahtı,aysız yıldızsız gece kadar siyahtı.Öyle duru,parlak bir siyahki...duruluğu kalbe sekinet ve sükûnet,parlaklığı ortama nur yağdırıyor,ışığı boğan bir nur...ancak sevgiden hasıl,sonsuza-sonsuzca itilmiş bir hasretin vücut verecebileceği bir nur,yanan kalplerin gözüne fer olacak bir nur...Hafifce kıstı gözlerini,tüm pişmanlıklarıma,olmamış her hayalime,kırılmış heveslerime delercesine baktı kıstığı gözleriyle.Ne görmek istiyordu bilmiyorum,görmek istediğini görebildi mi bilmiyorum?Gün batımında güneşi ardına alıp güneşten yakıcı ve aydınlık baktığı gibi baktı,pencereden pencereye bakar gibi baktı."Biraz cesur mu olsaydık?" der gibi baktı sanki...Yavaşca yürüdü yengemlerle beraber,gözünün birini üzerimde bırakarak. "Hep göreceğim şekilde ve yerde otur,perdeyi biraz yukarı kaldır görmemi engellemesin." İlk defa konuşuyor,ilk defa ve bir rüyada.Vurgun yıllarında da hiç konuşmamıştı(k).Yol seviyesinin altında loş bir odada oturuyorum,yukarda-ilerde bir taşın üzerine oturmuş bana bakıp gülümsüyor.Gülümsüyor,loş odanın içi dupduru ve göz alıcı parlak bir aydınlıkla doluyor.Hafif kızılımsı yüzünde parlayan ay ve güneş misli gözlerinden odama ışıll ışıl bir hayat doluyor.Bakıyor gülümsüyor,bakıyor gülümsüyor,gerçekte hiç olamadığım kadar musmutlu oluyorum.O musmutlu oluşla rüyada ölüyorum,hâlâ hakkında kararsız olduğum,şu rüyadakinin yarısı kadar mutlu olamadığım dünyaya doğuyorum.Kalbimde eşsiz bir lezzet,aklımda vasat bir tat ki bazan acıya çalan bir vasat tat bir hoşlukta ölüp bir boşlukta diriliyorum.Hâlâ içimde bir tebessüm dışımda hazan,oysa kıştayız değil mi?Gönlün mevsiminin zamanla,zeminle,havayla alakası yokmuş,kişiler mevsimin en güzeli de en istenmezi de olurmuş-edermiş.Belki bende istenmeyen bir mevsimim hatta,kesin öyle bir mevsimimdir dünyasında olduğumda.Hiç loş odasında ışık,kalbinde tebessüm,dünyasında iyi bir olgu olduğumu hissettiremediyse bu benim birinin zemherisi olduğumu ihtar eder (herhalde). Dirildim gerçek dünyaya,yataktan kalktım rüyada kalakalarak.İkiye bölünmüş, boşluğumla birlikte burda,bir rüya aleminin narkotik etkisinde uçarcasına mutluluğa kanat çırparak O'nda ve orda kalarak. "Oğlum,senin baharın da kışın da bu evde.Rüyanı hissettirme kimseye,zemheri olmasın günün." Gülümseyerek yatağa baktım,pencereden ince-keskin bir soğuk girip vurdu göğsüme,hafifce titredim."Hayır olsun inşa'llah!" Olmasa da olur gerçi,yıllar önce ölmüşüm kalakalmış bir gömülmek,olacak hayırda şerde kaydı düşülmüş sayfa kapanmıştır belki."Hayır olsun,hastalığına şifa,ailesi yuva olsun inşa'llah." Kulaklığı taktım,Esengül yazdım, "Bırakamam seni ben Yanımdan gidemezsin Seviyorsan benimle Oturup içeceksin Uzaklarda aramam Çünkü sen içimdesin Taht kurmuşsun kalbime Bırakıp gidemezsin