DÜN
Reyhani'nin yıkılışı misali
Mahzuni'nin dili ile "...ben beni."
Karakoç'un şi're dokundu eli
Dostlar ile cem eyledi gün beni.
Dağlar taşlar,kale ve göl yolumdu
Cemal Safi gün boyunca solumdu
Aklım zail,gözler dolu dolumdu
Basbayağı başa sardı dün beni.
"Bir inziva hali-abdal dünyası
Gün boyu yaşadım,masal dünyası
Sanki kalp gözüyle veli rüyası
Gördüm." diyorum anlarsın sen beni.
Dün/ 24 Ağustos 2024
Azizem,
Sana mektup yazmak gibi,
Ömürlük bir hasreti bitiren kavuşma gibi,
Çatlamış toprağın suyu emmesi gibi bir gün yaşadım dün.
Esastan ve usulden kalbime dokunan,derunumda tebessüm oluşturan bir gün.
Dünden daha güzel üç vaka olabilir,
....
Cennete gitmek,
Senle çay içmek.
Öğle sonu "Avare kasnak gibi döner"ken Durmuş (Elyürek) dostum geldi ATV'si ile."Hadi,seni gezdireyim." Çoktandır söylüyordu.Hatta,bunun için kavilleşmiştik lakin,benim durum elvermemişti,iletmiştim kendisine.Ki,Cumartesi İstanbul'a dönecekti.Dönüşü ertelemişler,illa gezeceğiz "kader işte!" Çocukluğumun geçtiği yerlere gittik.Sonra döndük orman içlerinden,bozuk arazilerden geçtik.Güz'ün ağaçlarda neşv -ü nema bulmasını seyrederek zevkli bir yolculuk yaptık.Az söz çok gözlü bir gezi oldu.Durmuş,sana göre inanç açısından ve siyasi olarak ben ne isem,köylümüz kuru kalabalığına göre o.Hepsi aynı çeşmenin oluğunda içenlerce "Sen haricisin!" denilen,Durmuş'un hariciliğinin binlerce katı müktesabatında olan kalabalıkların haricisi...Benim mi,konuşmaktan zevk aldığım insan.
Sonra,Baki ve Salih ile kaleye çıktık.Az söz,az göz,çok haz'lı oldu benim için.Baki ile 70'li yılların sonunda tanıştık,okuma isteğimi çizgi romanlarla tahrik eden muhteremdir.Salih,yatılılık yıllarımın değerlisi,sonraki yıllarımın değeri demlenip yıllananı.Hani "...gibi" derler ya...Yaşadığı zaman fıcısı O'nu demliyor...
Azizem,
Dün'üm böyle başlayıp devam etti ve "Altın vuruş"la kendini ertesi güne devretti.
Ahmet (Dursun) kuzenim geldi.O,benim arasıra patronum,eh bazan hakettiğim için sövenim AMMA,benden uzun olduğu halde benimle yürüyemeyenim.Gerçi,yürüme ağırlıklı gezmelerden vasat altı ortaokul öğrencisine okunan Osmanlıca/Aruz vezinli şiir gibiyimdir,ağır gelirim pek çoğuna.Hemde 14'lük ölçüyle yazılmışcasına.Neyse Azizem,esasa döneyim.
Kuzenimle ZİNAV gölüne gittik,21.00 gibi ordaydık.Kimsecikler yok tabii ki,balıkların atlama sesleri,çekirge ve kurbağa sesleri ve bu ses topluluğunun oluşturduğu derin sessizlikten başka.Gök bulutlu haliyle karanlık.Zinav gölünü bilirsin,öyle "Ahım şahım..."bir yer değil fakaat,gece bir başka.O gündüz ki görünen somut halini çıkarıp,patasetamol yüklü bir ağrı kesicilik,Ihlamur kokulu bir rahatlatıcılık,lavanta kokusu sürünmüş bir teskin edicilik giymiş.İlk defa bu kadar geç vakit burda oluyorum.
Kuzenle köye döndük,çay alıp (termosla) tekrar göle geldik.Aydınlatmaların ışıkları geceye saplansa da akan kan göremedim üstelik,yerleşim alanlarında olduğu gibi rahatsız edici de değiller.Aksine,gecenin ve gölü tamamlayıcı unsuru durumundalar.Ormanlık alanlardan gelebilecek hiç bir tehlikeyi önleyemez,güven bile veremezler amma,sanki,tılsımlı bir halleri var.Göl,gece ve aydınlatmalar bir bütün oluşturmuşlar ve Ahmet'le ben o bütünlükte varlıkları belirsiz iki mutlu nokta halindeyiz.Bir saat kadar oturduk,çay,cıgara ve sizin türküler (ben o konuda daha Alevi'yim.Öyle demişti Büşürüm'den Çürüğün İsmail dayı).Çok hoş bir gece oldu,tümüyle gün harika geçti.
Azizem,
Dün,tüm bunları yaşarken bir kabul-düşünce hep ve her saniyemde benimleydi "Çok iyi hatta,iyi biri değilim,belki kötüde değilim...Matematik ya da ilmi tanımla "nötr" biriyim ancak.Fakat,etrafım/arkadaş çevrem çok kaliteli.Bu kabulüm dini inançlarımdan daha katı.Burda zikrettiklerim,Tekke'de muhabbet ettiklerim(iz),çoğu zaman beraber çalıştıklarım...abartayım mı Azizem,belediye otobüsüyle aynı saatte-aynı yönde iki-üç ay yolculuk ettiklerim dahi öyle.Hani "Şeytan tüyü var..." derler ya...Arkadaşlarım arasında şeytan-şeytani olan YOK,eminim.Ben belki biraz şeytaniyimdir,arkadaş çevrem acaba beni mi kolluyor şeytanlaşmaktan?Yoksa,bu kadar iyi insan,bu kadar ADAM?..Bazan "korkuyorum" vasatın altında,paralelinde giden bir insanın böyle arkadaş etrafı olması olağan olabilir mi?
Mesela sen!..Yıllar öncesinde yaşanmaya başlanmış dün gibisin.
MehmetAli,Ömerler,Baki,Ahmet,Muzaffer hoca,Salih,ilh...
"Böyle işte!" Azizem,bazan bir ağaç bazan bir orman.Bazan tek ve hür,bazan çok ve gür.Dün, güzelin fevkindeydi güzel insanlar sayesinde.Huylarından kap(a)madım belki ama su'ları ile sulandım,gürleştim,içimde güzelleştim,dışımda ilkbahara çaldım.Yarın belki yok'um,bugün bir hikâyeyim,dün güzel bir masaldım.
Senin Azizem,en kötü günlerin böyle olsun.
Hoşcakal,tebessüm olsun en az
En az ilkbahar yüzünde
Saf kara gözlerinde derin bir gülücük,
Her günün dün'üm olsun
Her dün'ğm günüm.
Yorumlar
Yorum Gönder