EVDE
İki gündür evdeyim.Kullanılmaktan grileşmiş beyaz çamaşır gibi bir yorgunluğu hissediyorum uzun zamandır.Dinlenince dinlenmiyor,daha çok çalışınca daha çok yorulmuyorum adeta.Bu,doyum sınırı bedeninbya da ölmüş eşşek durumu,duyarsızlaşma.
Dün bir kez çıktım dışarı,yarım saat dolaştım döndüm eve.Yorgunluğumla oturdum gün boyu,hiç konuşmadık.Dargın da değiliz,olsak birimiz ötekini terkederdik herhalde.
Bu gün de bir kez çıktım evden.Kulaklığımı taktım,türküler dinledim.Eve geldim önce Han Duvarları'nı,sonra Gülce'yi dinledim.Rüzgârın önüne katılmış bir kuru yaprak misali mısralar,dörtlükler arasında savruldum.Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış'ın hikâyesinde yine gözlerim doldu.Satılmış'ın sağ girip ölü çıktığı o han ile dünyayı eşleştirdim,ben de bir Maraşlı Şeyhoğlu'yum,sen de,O da.Farkında değiliz girip çıktığımız yerin ve giriş çıkışımızın."Yesir Ali" dedemi de hatırladım Maraşlı'nın hikâyesinde.Babam anlatırdı "Yesir Ali dedem Urusya'da esirken vaad etmiş "köye dönersem derenin suyundan kana kana içecem!" Yıllar sonra Ömer dedemin de çabalarıyla köye dönmek nasip olmuş,DarYol'dan gelip aşağısından köye girince çömelmiş doyasıya içmiş çeşmenin pis ayağından.Maraşlı sağ girdiği han'dan sağ çıkıp son kez memleketine atılsaydı aynını yapardı herhalde.YesirAli'de huduttan hududa atılanlardan ve hesabıma göre Sarıkamış esirlerinden.
Gülce'yi dinledim sonra "Uçurumun kenarında yım Hızır!"Hep uçurumun kenarında yım ve öyleyim.Bir gülümsese "hayat" bir tebessüm etse kader,bir olumlu sonuçlansa çabalarım...Ha düştüm ha düşeceğim cennetime.Kenarında olduğum uçurumdan düşmesem de,"Arafta infaz!" yaşadığımı söylüyor mısralar.Rahmetli Ömer Lütfü METE benimle yaşamış,beni şiirleştirmiş sanki.Yalnız,severken bu şiir kadar lirizm dolu olsam da,normalde siyasi bir varlık olduğumu düşündüm.Gülce'nin "semavi bir afet!" halini de "Ha itti beni ha itecek!" halini de yaşadım şiirin esintisinde.
"Bu kadar cevretme aziz sultanım!" diye estikce yumuşacık bir ses,Gelinciğin Kaya'da gaiplerden gelen seslerin okşayan kollarında buldum kendimi.Nasıl yumuşak/kadifemsi bir ses,ne kadarda samimi bir okuma,kendinden geçip O'nda,O'nun,O'nunla ve O'na ait olma dileğini iletme şekli."Bu kadar cevretme"mek lazım "Bildiğinden şaşar kul bazı bazı!" Türküleşmiş bir şiirin af ve kabul edilme isteği içeren duamsı dokunuşları ile rahatladım azıcık.Bu ses/böylesi sesler beni dinlendiriyor.
İki gündür evdeyim,
Yatıyorum,
Seyrediyorum,
Günde iki-üç dal cıgara içiyorum,
Türkü,şiir dinliyorum.
Derinimde bir yerlerde bombalar patlar,
Çocuklar,miskinler öldürülür,
İbadethaneler,hastahaneler,ambulanslar vurulur,
Hepimiz o bombalayana,öldürene destek verirken,
Ve hepimiz o katile lanet okurken...
Yatıyorum.
Şiirin koynunda,
Türkünün kollarında,
Yorgunluğumun saçları yüzüme yayılmış.
Yorumlar
Yorum Gönder