CUMA BUGÜN

Orhan Gencebay'ın bir şarkısı gibi başladım güne;

"Bugün içimde bir başkalık var,
Durup durup "seni sevdim!" demek geliyor."

Sebebi yok,öyle işte!Bir ilkbahar seli,bir tatlı meltem esintisi,bir kulakları kesen ayaz tadı...
Evvelsi gün,akşam;yokuşu çıktım,dönüp geri baktım.Maltepe cezaevinin loş ışıklarının üstünde turuncumsu bulutlar,saklanıp ortaya çıkan keskin bir Hilal...Bahçecik'te buldum kendimi bir anda...Elekçi dağının bitişinde başlayan düzlükte yatmışım sırtüstü Samanyolu'nu seyrediyorum.Uzaklardan köpek,çan-zil sesleri geliyor,havada asılı duran ateş böcekleri gibi zayıf ışıklar farkediliyor.Gece,olabileceği uç noktada "beraber" türküler mırıldanıyor,duyabilenler için.
Kalktım,her zaman ki işlerimi yaptım.Babamla ilgilendim.Babamla ilgilenmek çoğunlukla huzur veriyor.Bazan çocuk gibi sevmek geliyor içimde;bugün içimde bir başkalık var/Durup durup seni sevdim demek geliyor.Babam hiçbir çocuğuna sevdiğini söylememiştir,ben hatırlamıyorum Sarılmamıştır,hatırlamıyorum.Döğmemiş,bağırmamıştır;hatırlamıyorum.Esasında,alzaymır ve yatalak oluncaya kadar çokta var olmamıştır.İhtimal ben/biz de O'nda var olmadık.Artık O var.Bazan kızgınlık,bazan mahcupluk,bazan mutluluk olarak var.Sevmenin uzağındayım fakat sarılmak duygusunun da baskısı altındayım. Sarılsam ne değişir?O'nda değişecek bir durum kalmadı,ben de O'nun "yolunda" günbegün tükeniyorum.90 yaşında bir çocuk,55 yaşında bir eksik,hayat işte!
Son bir yıldır Kızılay kanımı almıyor,kanım bozulmuş,belliydi bir gün bozulacağı!Oysa,kan verdiğim günler "Bu gün içim de bir başkalık var," olduğu günlerdi ve "Durup durup seni sevdim." demek geliyordu hayata O güne hatta an'a mahsus sevne olsa da severdim hayatı.Belki birinin hayatına bir var oluşuna yardımcı dokunuşum olmuştu o gün Artık Kızılay bu mutluluğu yaşamama yardımcı olmuyor.Binlerce yılın yorgunluğu kanımda belli etti kendini...

Hani,beyaz bir çamaşırı uzun zaman giyer yıkarsın,giyer yıkarsın...renginin yavaştan grileştiğini farkedemezsin,başkası farkeder ya...yorgunluk öyle bir şey artık!Heyecanla başladığın bir iş'te hemenceğiz yorulduğuna bir anlam veremiyorsun "Allah Allah,n'oldu yaa?!" Akşam yatıyorsun yorgun-sabah kalkıyorsun yorgun.Bunu farkettiğinde önce biraz sendeliyorsun,kabul etmek zor...O,deli taylar gibi koşturmalar,sağa-sola sardırmalar...zor farkedebildiğin bir "hızla" azalıyor,isteksizleşiyorsun,bıkıyorsun.Artık kabul etmeli;çamaşırda beyazlık kalmamış,gıpgri olmuş.Yorgunluk,DNA'da ayrılmaz ve bırakamayacağın, yazılımının bir parağrafı...

Cuma bu gün;toplanıp,camide skıllı telefonlarımızla oynarken hutbeyi dinlermiş gibi ve namazı kılarmış gibi yapıp dağılacağız."Bütün kızlar" toplanmayacak bu gün,bu gün "bizim günümüz!" Camide yardım istenecek,içimizden kızacağız çıkarken,belki söveceğiz...böyle!,

Neyse...HAYIRLI CUMALAR EFENDİM.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AİDİYETSİZLİK

TOKAT'TA GECE

ALZAYMIR