ÖLÜM ÜZERİNE
Ölüm asude bir ülke,her canlının ülkesi,
Kucağını açmış bekler,gelen kaçan herkesi.
Beykoz"da oturuyorum,dışımda durgun bir dünya,içimde acıtacağı her şeyime,her yerime değerek esen bir yel.İçinde ayrılık sonuçları duyguları taşımakta.
"Ayrılık sonuçları duygular"ı hiç düşündünüz mü?
"Unutursun Mihribanım" diyor ya Karakoç,tam öyle değil.Karakoç'ta Mihriban'da gerçek birer kişiydiler ve eminim ki ikisi de unutamadılar.Bazan Karakoç Mihriban'da,bazan Mihriban Karakoç'ta estiler ölüm ülkesine gidene kadar.Mihriban'ın hikâyesini bilmem ama,Karakoç'un hikâyesinde deli gönle bağlanan sarı saçların hiç çözülmediğini dinledik.Ayrılığın en ağırı,en devamlısı olan ölümün bile unutturmak için yetmediğini,alışılamadığını öğrendik Karakoç'un hikâyesinden.İşte budur ayrılık sunu duygulardan biri;mecbur kalmak hale-halin sonucuna.Unutamamak,alışamamak ama gücün tükenip mecbur kalmak.Bu hep içte kopan fırtınalar,bazan bir seher yeli,bazan göğ başakları dalga dalga önünde rükûya götüren ılık bir rüzgârdır.
Bazı hallere alışır insan...Ölenin ölümüne,gidenin ardından bakmamaya,ayrılanın eksikliğine.Ara sıra hatırlasa da bu hafif ve seyrek bir rutin olur.Bir sohbette,bir anıda,bir fotoğrafta, bir sevinç ya da kızgınlık anında geldiği olur ölenin,gidenin,ayrılanın.Var olduğu zamanlarla olmadığı zamanlar denk gibidir.Eli başını okşamamış,yüreğinde gezinmemiş,dilinden bir hoş sada sadır olmamış,dizine başını koymadığın-dizine başını koymamış,bir muhabbet demleyemediğiniz,bir türkü dinleyemediğiniz,ne ilkbahar-ne sonbahar olmadığınız-olamamış birinin ölmesi,gitmesi,ayrılması alışılacak hatta unutulmak sınıfında alışılacak bir haldir.Önce alışılır ve zamanla unutulabilir bile.
Unutmak mı?Hafıza var oldukca unutmak olmayacak."Unutuldu" rolü yapılacak.Anılmayacak,ananlara kızılacak,bir yok sayma ritüeli olarak "Kim o?" diye sorulacak "Hatırlamıyorum!" denilecek.Hafıza onu bir sırım deriye sarıp ya da camdan bir kutuya koyup derununa alacak.Bir an,bir olay olacak ve sırım deri yırtılacak,o cam kutu kırılacak mezarından kalkacak.Canın yanacak,öfken kabaracak,pişmanlığın beynini yün tarağında tararcasına parça-pinçik edecek,çok canın yanacak/çok canını yakacak.O zaman anlayacaksın;
"Unutursun Mihriban'ım"ın Karakoç'un ancak bir temennisi/unutmanın bir gerçeklik olmadığını.
Ölüm asude bir ülke;giden gelememek üzre...
Çağrılmış ve gitmiştir,rahmet dilemek düşer
Ölüm,bir nasihattir hiç almasakta bize,
Hayat kazanımızda an be an ölüm pişer.
Yorumlar
Yorum Gönder