Pisikolog sordu, -Kendini ait hissettiğin bir yer,şey,kişi? -Yok,dedim.Sonra düşündüm "yok"dediğim kadar aidiyetsiz miyim? Sabah kalktım,sırtımda dünya,aklımda öldürülem mazlumlar,kalbim bir mengenede...çok kötü bir uyanış,aklımla kalbimin alevlerinde yanış.Hemen ölsem rahat edeceğim,daha fazla suç ve günah işlemekten kurtulacağım.Ümit Yaşar olmaktan O'nun oğlu gibi olmak bazan bir çıkış yolu geliyor,aklıma da kalbime de. Aşamadığım bir sıkıntı,kişisel halim,yaşadığım dünya,aynı inançta olduğum insan yığınları.Hepsi sıkıntı.Sanki,bütün ölümlerden,yokluklardan,sömürülerden ben sorumluyum.Gazze'de,D.Türkistan'da...öldürülmeler benim suçum.Onlar ölürken ateşli kin beslemek,havaya çığlıklar atmak ciddiyetsizlik geliyor bana,iki yüzlü ve korkak,varlığı ile yokluğu düşman için anlamsız bir varlığım.Suçlusu olduğum zulümler için yaşamımda bir değişiklik gerçekte yok.Kızıyorum sadece.Allah'a havale ediyorum,Allah'ın bana yüklediğini. Aidiyet hissetme...
05/25/2015 Gece,saat 23-30 Tokat'ta Yeşil Irmak kenarı...1 liralık çekirdekle "onlarca" liralık mutluluk devşirmişim.Tokat'ta geçen 4 kısa yıldan hasılat olarak geçmişime yazılmış çoook "uzun"mutlulukların gecenin karanlığına baskın/upuzun gölgeleri altında çay-cıgara düetinde,serin esintilerin hatıraların ateşini alırcasına okşayıp geçişinde geçiveren silüetler izlemişim... Yeşil Irmak uysalca akıyor,üzerinde oynaşan şehrin ışıklarını yıkayarak.Ses çıkarmıyor,etrafında "bir ilkbahar gecesinin tadını çıkaran!"insanlara umarsız...O insanlarda bu uysal akışa,bu aşinasi oldukları/ve iyice kanıksayıp varlığını bile unuttukları bu akışa umarsız.Ve insanlar;gecenin ritmine uygun birazcıkta "romantik" müzik eşliğinde demlenip tütüyorlar,çekirdek "çıt,"ırtılarının geceye karışıp kayboluşlarında. Bu gece,şehrin ışıkları Yeşil Irmağın sularında yıkanır,çay buruk bir tadı damağa bırakıp giderken bir podyumdan geçis yapan manken...
"Kuru hayal fani dünya boş imiş." Mahzuni ŞERİF Kuru bir resim kaldı ve birde kuru babam Ne hayatın manası ne hayata merhabam "Dün" diyeceğim kadar çabuk geçti zamanım Ne gönlüm ne başımdan eksilmedi dumanım. İlkbahar az yaşadık yaz,güz,kış geçti yıllar Zaman geldi ayrıldı bile yürünen yollar. Zinav'da,Yurtyeri'nde geçen güzel günlerin Şimdi zemheri gibi hatırası "dünler"in İçimi donduruyor gözümü yaşartıyor Ne tamam kurutuyor ne tamam yeşertiyor. Anamla Zinav'daki geçen günler anılıp Bir pişmanlık narında kül olası yanılıp Nadiren bile olsa "Keşke..." demekte varmış Varken hissedilmezse...gittiğinde yakarmış. Bir resmi çıkıverir bir sürü anı ile Alır götürür senden duran zamanı bile Yurtyeri'nde bulursun kendini bir ilkbahar Elekçi Dağı daha yeni gonca yapraklar. Kuzeyden bir yel eser ilkbahara değerek Bir garip hüzün yağar üzülmeye ne gerek. Kıllıca,Hasanbalı,Kiresbi adım adım... Elekçi Dağı'nı çook...
Yorumlar
Yorum Gönder