KÖYDE...
"Ben, Kadı Ömer torunu Hüseyin" "Hiçbirşey"
Bu akşam "Yeni Yol"da gezerken içimdeki kuyuyu ve içindeki kendimi gördüm.Kuyuyu kazan ben,beni atan ben,beni seyreden ben.Bu kuyuya alıştığımı,burayı hanem edindiğimi tekraren farkettim.Suyu yükselten de bendim.İnsanın kendiyle kardeş olduğunu ve kardeşin kardeşi kuyuya attığını zatımda gören de ben.Bedenimde acı hissi,ruhumda sızı yoktu olduğum yerden dolayı.Yukardan bakan için ölümcül bir darlık,çıkışsızlık,kısılmışlık/olduğum halde bir Hira,bir içine çekilme,dokunulmamış bir kalbe sığınma/kendine sığınma.
" Aklım erdi ereli" aklım ermedi kendime.İnsanların yoğun olduğu geniş alanları sevemedim.Ne kadar genişlik-o kadar dar yaşamlar gördüm hep.Ben "topluma" göre "çatlak" toplum bana göre anlamsız herşey/esasında sadece ŞEY!..Herşeyi içeren/içeriği gri bir şey toplum.Toplumun beni inandırdığı tek anlamı var;olageleni-süregiden yapmak.Bu "yapma" sürecinde anlamını; madde ile;ev-evler,araba/lar,kendinden "az"lar üzerinde otorite,kendinden fazlaların dil değecek her yerlerini yalama ile zenginleştirmek.Geniş evlerinin genişliği benim kuyumdan dar'dı,zenginlikleri aç gözlerini saklayamıyordu ve her an eksilen müktesebatsızlıklarını...Hepsi,birilerine verecek kadar çok akıllı,üzerine afilli kelam edecek kadar ahlaklı,cenneti garanti etmişcesine Allah'lı idiler.Bir şeyin hiç farkına varamadılar; çok dar bir genişlikleri vardı ve içeriksizlikten boğuluyorlardı.
Aklımı yeter buluyorum kendime,paraya yetmiyor,dünyaya yetmiyor.Oysa;parasız akıl yada para etmeyen akıl geniş arz üzerinde yaşayanlar için yaramıyor.Aklımı yeter bulmam benim sanrım genel kabulde;ne etti,ev mi,araç mı,şık kıyafetler mi?..Ne,ne etti?Toplum için bakış bu.Toplum haklıdır belkide.Ben,sanrımın esiri olmuş,kuyumda mutluysam/mutluluk hayal ediyorsam bu halimin haklılığını göstermez/benim ruh hastası olduğumu gösterir ayrıldım Bu akşam " Yeni Yol"da gezerken mezarlığa yakın kuyumu-kuyuda kendimi seyrettim."Tüm" hayallerimden geçmiştim.Bir cıgara yakmış,Han Duvarları şiirini açmış,Maraşlı Şeyh Oğlu Satılmış'ın ziyaretindeydim.Bu Maraşlı Şeyh Oğlu'nun hazin yaşamı ve sonu kuyu dolusu kapıya sıkışmış parmak sızısı oldu.Bütün varlığımı sızı kapladı.Keşke şair Maraşlı Şeyh Oğlu'nu öldürmeseydi,benim canımı yakmasaydı,kuyumda sonu ölüm olan yollar yapmasaydı...O hancı "sağ girdi,ölü çıktı!" demeseydi!Ne olurdu?
Ben Kadı Ömer torunu Hüseyin.
Hiç birşey'in herşeyi kuşattığını,herşey'in adem olduğunu gördüm kuyumda.Hiç birşey'in kuyunun zatı olduğunu,yaşamanın kendisi,umut ve hayalin anavatanı olduğunu gördüm."İnsan" herşey'den geçebiliyor mesela,bu önemsizliğine dalalet etmez mi?Ama "insan" hiç birşey'den geçemiyor.Bu önemine işarettir.Hiç birşey olduğumu gördüm her şey'in yanından ayrıldım.Okuduklarım ve yaşadıklarım içeriğimi zenginleştirirken her şey'i uzak tutmuşlardı.
Dünya;her şey'di,
Eş-çocuklar;her şey'di,
Mal-mülk her şey'di,
Binmek için oto/
Oturmak için;ev her şey'di.
Sevilmek;her şey'di.
Oysa;
Dünya;yalan,
Eş-çocuklar,
Mal-mülk,
Sevmek...hiç birşey'di.
Hiç birşey olamadım aklım erdi ereli.Herşey'e asıldım,hiç birşeyi aldım.
Kuyumu paylaştığım hiç birşey'den vefasızlık görmedim.Herşey yakıcı,yıkıcı,eskitici ve eksiltici oldu.
Toplum bir öğretmendi ve sadece herşey'i anlam yükleyerek öğretti.oysa herşey'i en iyi tanımlayabilecek olan anlatım asronomi biliminde şekillenmişti;sonsuz hacim-sıfır ağırlık.
Hiç birşey'i de aynı bilim dalı gereğince biçimlendirmişti;sıfır hacim-sonsuz ağırlık.
Han Duvarları...sisli köy gecesinde,sarı ışıklar altında,evine çekilmiş ve haberlerin içine hapsolmak için tv. karşısında sabitlenen ademlerin boş bıraktığı Yeni Yol'da kuyumu duyumsattı.Karanlığın ayan ettiklerini,günün sakladıklarına galebe çaldırdı;kendini sessizlikte,karanlıkta,kuyuda daha ayrıntılı görüyorsun.
Yorumlar
Yorum Gönder