53.YIL

"Keşke doğmasaydın diyesim gelse de..." diye yazmış Durmuş Elyürek.Benim de bazan "keşke doğmasaydım!" diyesim geliyor hatta,dediğim oluyor. Ömür bir tarlaydı,umutlar ektim Gerçek büyümedi-umut kaldılar. Gözlediğim-kısa görünen yollar Yordular bedenim-uzun oldular. "Keşke doğmasaydım!" dedimse bile, "İyi ki..." sözüde gelmiştir dile. Ömür dediğimiz "tatlı gaile!" Kış,bahar,yaz hemi güzün oldular. "Keşke doğmasaydım!" dedikten sonra,elimde olmayan bir oluşa pişmanlığın "saçmalığı" geliyor hatırıma ve eşeliyorum sandığımı "neler var acaba iyiki digeceğim!" 1974 Tokat devlet hastahanesi merdivenlerinde,ikindi güneşi altında oturmuş,ameliyat içğn yatış bekleyen,bozuk-sarımsı saçlı (bu renge boz deriz) bir çocuk.... Devamı yıllarda;babaannesiyle Zinav'da geçen,bir çocuğun yaşayabileceği ve daha ötesi olmayacak güzel yayla zamanları...Çay'da su'da geçen...Ortadağ'danve Muhtargilin hayatta tilki seyredilen...Geceleri Tilki Baba oynanan zamanlar.Köyden özerkliğini ilan etmiş gibi davranan Zinav insanları...Kilise Tepesi'nden gün batımlarında yükselen ve sanırım tek benim duyduğum hüzünlü tınılar...Zinav'dan,Gavurlar yönünü uzun seyirler, "Köylü geliyor mu?" arayışları. 1979'dan itibaren Yurtyeri günleri...Her Mayısla başlayıp,her Kasıma doğru biten adeta,aileye özel yayla günleri.Elekci Dağı,Elma Çalı,Kiresbi,Er Tepesi,Eşek Gerüsü,Altıkavaklar,Kösüre Kayası arasında geçen;Boz inekli,Altın inekli,Aslı inekli,Benlili,Dikeçli,Yumaklı günler.Emektar atımızın sırtında dört nala geçip giden günler. Hepsi gittiler;adlarını ve anılarını anılarıma sarıp-sandığıma tıkıştırarak. Öğlene kadar toplanan fındıkların,Kiresbi Pınarı'nın başında sayılması bile bugün tatlı bir hüzne vesile oluyor. Yurtyeri'nde bir radyomuzda vardı.Bedia Akartürk "çıktığında" babam,Arif Meşhur "çıktığında" annem "kulak kesilir"di."TRT Radyoları ana haberleri" bu özerk yaylanın gecelerinde son "etkinlik"ti.Demirel konuşunca tüm sesler dururdu. Yurtyeri,anılar sandığımda çok yer kaplar.Geceleri şiirdi,gündüzleri o şiirlerin türkü hali.Yıldızlar,her gece ve devamlı bir geçit halindeydiler.Gökyüzü,yıldızların oyun alanıydı,onlar oynar,ben kıpır kıpır olurdum.Elekci Dağı bir türkü mırıldanır,Hasanbalılar hafif tempo tutar,Çşngit Kaya,Bahçecik o tempoyla sallanırdı. Kırışgilin " Apartman"dan,Kör Ömer'in Hayat'tan,Muratgilin Hayat'tan,Kaya Boğazı'ndaki hayatlardan,Bahçecik'ten sarımsı gaz lambası ışıkları geceye karışırdı,bu;"buralarda hayat var." demekti.Gecenin sesi olurdu köpek sesleri,çan-kelek sesleri. 1978'de ilkokula başladım,Ahmet Bekar'dı öğretmenimiz.Çalışkan bir öğrenciydim hatta,en çalışkandım.Sonraki sınıflarda Saliha Bekar hocayla devam etti ilkokul.Bugün ve hala tam çözemediğim bir sevgi ve saygım vardır Saliha hocama.Yok,burda/face görüşüyor olmakla alakalı değil.Bu,birazda minnet halidir.Aynı saygı ve minneti o zamanlarki okul müdürümüz rahmetli Hayati Koyuncu'ya da duyarım. Evimize 1974'lerde Tercüman girerdi.Tahsin ağabeyim köyde olduğunda illa ki gazete olurdu.Mukbil Özyörük,Ahmet Kabaklı,Ergun Göze,Rauf Tamer,Tercüman'la tanıştığım yazarlardı ve '80'lerden itibaren okuduğum. Dağıttım anılar sandığını.Toplaması müşkül bir dağınıklık. 1983'te Devlet Parasız Yatılı imtihanının kazanıp Tokat'a gittim.1987'de okulu bıraktım. Tokat,benim için bir Yetişme Enstitüsü oldu diyeyim.DOST kavramını,arkadaş'ı,yalnızlıkğı ve kalabalığı en geniş haliyle Tokat'ta öğrendim.Salih (Koçyiğit)i tanıdım,çok özel bir insan olarak.Ortaokulda/önce Devrim-değiştirildi ismi Plevne oldu-Türkçe,Güzel Konuşma-Yazma derslerim çok iyi,kalanları az iyidi/yani kötüydüler. Bir yıl liseye gittim,devam etmedim.Devam edemezdim,çünkü;ortaokuldan matematikten sorumlu geçmiştim,lisede de kalacak ve sınıf tekrarı yapacaktım.Bıraktım,tertemiz hallettim:)) O,bir yıllık lise zamanı bana bir DOST, bir kaybolacak hayat kazandırdı. O bir yıllık lise zamanında harika bir kaybetme! yaşadım;lisenin tümünü temsil için yapılan Edebiyat Kolu Başkanlığı'nı (yanılmıyorsam)dört-beş oyla kaybettim.Bu,kaybetmeye başladığım doğumumdan itibaren değerli kaybettiklerim sıralamasında ilklerdedir. Ortaokulda iki ödülüm oldu;Kitap ve Kütüphane haftası konulu yarışmada,şiirde ve kompozisyonda birincilik. Lisede,Vali Recep Yazıcıoğlu'nun elinden alınmış;şiirde birincilik,kompozisyonda birincilik,şiirde ikincilik ve üçüde aynı yarışmada,aynı gün aynı salonda/Tokat genelinde bir yarışmaydı.Bunlar,sandığın en güzel sakladıkları. 1987'den sonrası kaos.İçinde düzenini saklayan,o düzen etrafında oluşan kaos. . . . "Elli üç yıl yaşadığım" desem de Yüzyılları sığdırmışım ömrüme.. Daha nice anılar var kesemde Anıldıkca dökülürler önüme. Dizde derman-gözlerde fer azalır Her daim çok gider,sona az kalır. Bahar çabuk geçer,uzun yazsonuma. Tüm zamanlar yol olurlar sonuma. Bugün,Elli üç yıla bakmıyorum "iyi ki!.." dediğim ve elli üç yıla serpilmiş güzelliklere bakıyorum."Keşke...."lerimin gölgesi düşerken sevinçlerimin üzerine; Lale Çatak hocayı, Fatma Beyhan'ı, Paradız Yatılılığın güzelliğini tekraren yaşarmış gibi tadını duyumsayabiliyorum. Mesela,Bodrum'da geçen askerlik günlerini arada bir çıkarıyorun sandığımdan ve sarıp-sarmalıyorum.Gece denize girmek çok güzeldi.Yüzme bilmiyorum ama,can yeleği giyip açılıyorum...harika bir askerlik.İstediğim zaman çay yapıyorum,şort ve kısa kol gömlek,her daim sıcak su...Tatil gibi askerlik."Düşünsenize" Tuğgeneral,benden rica ile istiyor,arkamdaki panoda Ege Ordu Komutanı'nın yazılı emrini gösterip "Mümkün değil komutanım!" diyorum.Ben,sıradan "bitli" piyade er Hüseyin.... "Askerdende" unutulmaz bir isim;Sevil Akagündüz.Çok kitap vermişti. Hasan Parlakkılıç,benden önceki motel depocu.Hasan'la,günlerce motel depo önündeki motelde kalan albayın kızıyla kesişmiştik.Kızcağız,bizim "iki mal;" olduğumuzu anladığında,yalnızca; tren seyreden öküzlerin iki ayaklısı olduğumuz kararına vardığında,tatil süreleri dolmuştu.Ayrılmak için araca binerken "....tirin lan mallar!" der gibi bir el hareketi yapmıştı,bir şey anlamamıştık. Böyle işte; Geçti sayılı yıllar;adları anı oldu "Keşke"ler-" iyiki"ler bir sandığa doldular. Yüzde kırışıklıklar,alınlarda çizgiler, İsimler;yaralarda,dudaklarda kaldılar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AİDİYETSİZLİK

TOKAT'TA GECE

ALZAYMIR