AYRILIK 25/13/2013
MODERN YAŞAMIN HEDİYESİDİR BU,
Evet,sofradan,sahandan,ayrılmaktan bahsettim değilmi?Ben bazan caf-caflı düşünmeyi,afilicümleler kurmayı severim. bu aynı zamanda/belki/değişik kabul etmenin değişik bir şekli olabilir mi acaba dediğimde olur.Mesela şöyle bir düşünüş biçimi kaç kişinin kabulüne mazhar olur!?
''Bir zaman geldi ki...bir gecekondu büyüklüğündeki yataklarımıza iki yastıkla,ayrı dünyalar halinde girdik...Sofradan-sahandan önce YASTIKLARIMIZ AYRILDI.Bir odada,bir sofrada başlayan ayrılık iki yastıkla devam etti.Masum,rahatlamak için ayrıldığımızı sandık,sandık ki o kocaman yatak rahatımız için...Oysa zaman, büyüyen yatağın iki yastığı getireceğinin,iki yastığın iki kişiye işaret olduğunun,bunun zamana yayılmış bir ayrılık tohumunu fideleştireceğinin görülmesini uzattı sadece...
Şöyle dediğinizi duyar gibiyim:''Ailenle problemin varda,yada kişisel problemin varda iki yastığı mı bahane ediyorsun.''''Sana ne elin yatağından-yorganından.''
Öyle mi acaba?..Belki yanlış düşünüyorum...olabilir!
''Bir yastıkta kırk yıl.''öyleyse iki yastıkta seksen yıl değil maalesef!Ya!İki yastıkta ayrı iki kişi ve yirmi yıl ya var, ya yok,bakın çevrenize!..
Flörtle başlayan,parklarla-elele/gözgöze devam eden evliliğin altıncı ayında sallanan,bir süre sonra biten beraberlikler devrindeyiz.Babanızın sabrı sizde,annenizin sabrı eşinizde yok,üstelik ikinizde-ikimizde çatlamış sabır taşı taşıyoruz hep.Sonrada o çatlaklardan ufalayıp gözümüzü yumup atıyoruz en kırılacak yerlerimize!
Evlerimiz büyüdü-saraylaştı,imkanlarımız devasa bir hal aldı,cebimiz para gördü,kıçımız servet eden araçlarda terledi...Yataklarımız kuş tüyü...Yataklarımız bir arsa büyüklüğünde...Gönüllerimiz...Ah!işte oraya dokunmayalım,orası karakış...Bir yastığa konmayan iki baş,iki ayrı gönlün birleşememe noktası.
Yastıklar ayrıldı,ayrılık bedenlere sıçradı,ayrılık kafaları kaşımaya başladı,ayrılık gönüllere''pışt.''dedi.
Bedenler;ayrılığı(nedendir)çabucak benimsedi,kafalar''baş ve beden yoksa bende yokum.'' dediğinde gönül zaten inzivaya hazırlanıyordu.
Ve o kocaman yataklarda, kocaman insanlar,ertesigünlere büyüttükleri devasa YALNIZLIKLARIN KUCAĞINDA uyandılar.
Kur-an okuma seansları düzenleyen''eş''lerimiz,''karı''mız olamadan;ateşli vaazlar irat eden erkeklerimiz ''koca.''mız olamadan,çocuklarımız,bizde saygı-sevgiden çok kavga görerek yaşadığımız ''yuva''larımızda huzur misafirliğimize bile arada bir uğrar oldu.
Erkeğin otoritesi baskı,
Kadının feminist isyanı çağdaşlık oldu.Yastığın çoğalmasıyla eksilen huzuru;kör kalplerle,derunu olmayan düşüncelerle aramak için seferber olduk.
Sevgi, müsemmasız dişi ismi olmak dışında anlamsız,
Saygı,köle gibi boyun eğmek,
''Karı.''kabalık,
''Koca.''gerilik olalıberi,
Aile;
Bitkisel hayat süren eski-gerici bir kurumdur.
Evden çıkarken parfüme boğulan adam-kadın,akşam dönüş yolunda yorgunluğunu-bıkkınlığını kapıda bırakmaksızın girdiği evde birkademe altta-alttan alcak birini görmek istesede o görmek istediği modern zamanın gereği köyde kalmıştır.
Artık herkes bir elmanın iki yarısınca iki ''eş''tir
Yastık ayrılırken bütünde ikiye ayrılmıştır,ter kokusu ayrılmıştır,bedenler ayrılmıştır,bütüncül dursada yatak ayrılmıştır.Yeni emekleyen bir bebeğin uzunca bir sürede emekleyeceği bir mesafe vardır iki yastığın,iki bedenin arasında.
Yastıklar ayrılmadı sadece;kabuller,duygular, gönüller,görüşler,zevkler ayrıldı.Dayanma gücü ikiye ayrıldı ve her ''eş.''kendine düşeni istenmeyen ilan etti...kalan mı dayanamama oldu.
Yastıklarla beraber ''eş''lerin birbrilerine baktıklarında gördükleri farklılaştı,aynı insana baksalarda hayallerindekini gördüler.Ve hayallerindeki;o yastıktakinin başkası olması isteğiydi!?.
Uzatabilirim,hemde çook...Hadi sizde deyin ki''Sen ne diyorsun be adam...''Ama birazcıkta düşünün...Esasında hepimiz ''birazcıkta''değil,şu,her türlü çıkarımıza çalışan kafamızı toplumsal varlığımızı tehdit eden modernizmle nasıl başa çıkabilirizle meşgul etsek...
Kestim,HAYIRLI GECELER.
Yorumlar
Yorum Gönder