Kanlaca'da...

"Gitme turnam vuracaklar!" Alış turnam artık;bir şekilde vuracaklar.Sevdiklerin,düşmanların,hatıraların,sevenlerin vuracak."O kadar uçuşun sonunda,konduğun bir ıssız düzlükte,bir dağ yamacında,bir su başında...vuracaklar.Ya bir kurşunla,ya bir sözle,ya bir sırrınla,ya bir hatıranla vuracaklar. "Yolun sonu görünüyor!" Vurulduğunda biter bütün yollar.Ölmemiş olman yolların devam edeceği anlamına gelmez.Vurulmuşsundur ve yolunun sonu görünür artık.Bütün uçuşların bu son içindir.Diyor ya Karakoç "Her varış ecele doğru!" Ha,vurulmak sadece silahla,sözle,sırla olmaz;bir çift gözle de vurulur kalb.Bu,sana yapılan bir atışın sonucu değil,senin atılışın sonucudur.Bak,şu an Musa Eroğlu-Karakoç'un diliyle bu atılıp-vurulmayı dillendiriyor;"..... Ayrılıktan zor belleme ölümü, Görmeyince bilinmiyor Mihriban."Uçmaların sonundaki vurulma çoğunlukla bir sondur,ya ölürsün-ya kendini ademe bırakır ve öldürürsün.Öldürmeyen vuruş,intiharen öldürtür.Mihriban'dan ayrılık,sürekli bir ölüm halidir turnam.Yaşadığın;Mihriban'nın "sarı saçları"na bağlanıp-O'nda kalmak,kendinde olmamak/kendin olamamaktır.Bu,aynı zamanda," bir çift" gece karanlığı göze vurulmak/düşmektir. Turnam,"Seher yeli bizim ele uğra..."dığında "Yare söyleme"selerde,yar bilirki;bir vurulmuş,saçlara bağlanmış bir ölü yakınındadır.O " ölü"ye "kapatır gözlerini" orda hapseder ve hayat veriyormuşcasına "bakar yeşil yeşil." Hayati parçalarımı aldım yanıma Birde,dünümü Boğaz kenarında oturmaktayım. Hatıratı kalbime/ Kalbimi hatırata batırmaktayım, Kansız bir acının orta yerindeyim. "Derindeyim,çok derindeyim!" Uçmaktayım turnam ve vurulacağım, Yaş otuzbeşi geçti Yol yarıyı, çoktan Ne zaman,nasıl durulacağım? Gitsem yol kalmadı, Kalsam usandım. Kanatlarım kırıldı, Umutlar buraya kadar Bir çıkmaza saplandım. Geride sevmediğim "keşke"ler, İlerim kör kuyular; Bir adım daha atsam,düşeceğim! Ya burda kalıp çürüyecek, Ya yürüyüp; Yanıp-pişeceğim! Düşüp yanmak bir yol, Kalıp çürümek! Atlayabilir miyim kör kuyuları? Olası mıdır tekrar yürümek? Olası mıdır yenmek korkularımı? Bilmiyorum. Vurulacağım, Düşeceğim kuyularıma. " Keşke"lerin ateşinde kül olacağım. Ne yaşadım ki turnam- Ne bulacağım? Vurulacağım turnam, Ve,belkide kurtulacağım. Bir boşlukta yürüyorum-karanlık! Vuruluyor,düşüyorum-karanlık! Tutup kendim sürüyorum-karanlık! Yanıyorum,üşüyorum-karanlık. Bir zerreyim;alem gizli içimde, Bir alemim;türlü şekil,biçimde, "Dünyaya da bir dokunup geçim"de, Dünyadan da taşıyorum-karanlık! Hesapta olmayan yolların sonu- Oldular her söze-her an'a konu. Bilmiyordum-yeni öğrendim bunu; "Kabul!" diyor,şaşıyorum-karanlık!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AİDİYETSİZLİK

TOKAT'TA GECE

ALZAYMIR