FOTOBİYOGRAFİ-3
FOTOBİYOGRAFİ-3
"Her zaman ki" "ucuz zevk" lerimden biri;ÇAY,türküler,aşina yerler ve ben.Usanmadığım lakin;belki usandırdığım zevklerden.Tamda demirelce düşünmenin anı "altımızda lüks arabamız,cebimiz-cüzdanımız dolu,Marmaris'te yazlığımız varda,biz mi gitmedik!" Bu kadar işte;var olanı kullanıyoruz.Kaldı ki;cehennemi sıcakta,klimasını açıp-püfür püfür tatile giden "adam" benim zevk debime ulaşamaz.O'nun yaptığı da aynı rutin değil mi?Benden farkı;benim onlarca belediye otobüsüm var,metrobüsüm-onun milyonluk arabasından iki tane alır.Ben,helal paramla akbil dolduruyorum/o,işciden,vergiden çalıyor.Ben "sabahın körü"nde zevk için kalkıyorum,o,tok hayvan gibi gün ortasında,uzayıp gider bu liste.Sonunda " oğlum,senin ki züğürt tesellisi!" dersin-doğrudur;züğürdün tesellisi bile böyle işte!
Kuleli (askeri lisesi) önündeyim.Yedi bardak çay,iki simit,türküler,Ahmet Kaya'nın şarkıları,gittikce birbirine giren harfler..."Hani benim gençliğim nerde?" diye soruyor Kaya,sahi!?
Ben,gençliğimin nerde olduğunu bayağı biliyorum;biraz melankolik savruluşlarda,biraz şizofreniye çalan ruh hallerinde,boyumdan büyük hayallerde,bir fabrika inşaatının-her yanından rüzgar giren şantiye koğuşunda,inşaatlarda,bahçelerde,el arabasına doldurulan topraklarda...Gazete kağıtlarında,sayfalarına şiirler dökülen ilkokul defterlerinde,şiirler dinlenen kasetlerde,bir gecede biten kitaplarda,Gencebay şarkılarında,Gencebay posterleriyle asılıp-eskidiği duvarlarda...
Biraz biliyorum;gerçekte olmayan-varmış gibi hissederek kendimi aldatmaktan hoşlandığım gençliğimin nerde olduğunu:Beyazıt meydanında başörtüsü gösterilerinde,,Refah partisi mitinlerinde,Beşiktaş Mıstık sinemasında,Kandilli parkında,Çatalca-Kabakca'da.
Yurtyerinde,Zinavda,Kiresbide,Elma Çalında,Ertepesinde...Yariçlerinde,Değirmen aralıklarında,Gavurlarda,Çayda...Bir kaosun darma-dağınıklığında.
Gençliğiminolduğu yerlerdendir Tokat.Devlet Parasız Yatılılığın pansiyonunda,sonradan hepsi yırtılıp atılan siyah-beyaz fotoğraflarda.Etüdlerde dinlenen arabesk şarkılarda,ders arası cıgaralarda,bir türlü bakılamayan "kız arkadaşlar"ın ulaşılamayan uzaklığında.Sulu Sokakta,Tokat Kalesinde,Kemkezde.Yeşilırmak kıyısında,Hıdırlık köprüsünde...GOP bulvarında,Behzat caddesinde,Taşhanın cıgara dumanı dolu çay ocağında.Arkadaşlarca yapılan rabıtalarda.Kendime ilk teşhisimi koydurtan Ruh hastalıkları Ansiklopedisinin sahifelerinde.Yavuz Bahadıroğlu'nun,Ahmet Günbay Yıldız'ın romanlarında,Yalan Söyleyen Tarih Utansın'ın yapraklarında,Rıza Nur'un hatıratında,Kadir Mısıroğlu'nun korkusuz tarih anlatımında,Necip Fazıl'ın idealistliğinde,tasavvufun karmaşasında,gerçeğin başkalığında...
" Benim gençliğim" benim gerçeklerimde/tabii gerçeklerde.Yaşantımın uzağında/inancımın merkezinde.Ondandır;iki kişilikle malulüm;gerçeklerim ve yaşamım.Gençliğim;sabitelerimin ekilip-büyüdüğü bir bahçeydi.Yaşantım;o bahçeden çalmalar toplamı.Öğrenip-imani vecheye dönüşenlerimle,uygulamam bir tezat halidir.Ütopyam,distopyanın altında kalıverdi ve zamanla;toplum ve toplam içinde,varlığı ile yokluğu aynıyet kabında eriyen bir meta oluverdim.Gençliğim;bu oluşa giden yoldu.Bugün;bütünüme baktığımda gördüğüm,OLUŞAMAMIŞ bir garip canlı.İnanıp-kabul ettikleriyle-yaşadıkları arasında ki farkta boğulan...bu boğulma;bazan intiharı düşündüren,bazan bir normal gibi gözüken savrulma.İdealimde ki dünya-aile-toplum ilişkikeri bir hayal hatta;olmazlıktan öte gidemezken,kalp dünyam o ideale asılmakta.Aklım,korkularımı,çekincelerimi,"el-alemi" öne sürüyor.
Olmayanlarımın eksikliğini duymuyorum mesela.Bir ev,araba,bol gelir,dünya dolusu mıtluluk...Herşeyi olupta,arayışını yitirmişleri çok gördüm.Arayış bittiğinde,bulunanların neye yaradığı bir çıkmaz sokak.Binlerce işci çalıştıran-(soyan),milyarlarla oynayan,üreten veya montajla büyüyen birinin aradığı ne olabilir sorusunun cevabını gördüm gençliğimde;daha çok KAZANMAK,HEP KAZANMAK!
Gençliğimin nerede olduğunu biraz biliyorum;15 ay asker ve sivil asker olarak kaldığım bodrum'un gece 22.00' de girilen denizinde.Subay motellerinin aralarında,general motellerinin deniz manzaralı balkonlarında.Sıkı tertipciliğe/üst tertip olduğum halde karşı çıkmalardaydı gençliğim.Kısım amirleri/astsubayların okey oynadıkları kapıda,kamp komutanın gözcülüğünü yapmak için beklemelerdeydi.Ee,görev esnasında okey oynarken yakalanmak sıkar.Birde,kırılan pencere kolu isteyen muvazzaf tuğgenerali reddederken de "gençtim."" Kamp komutanından olur getirmelisiniz komutanım!" deyince adamcağız nasılda bozulmuştu."Ben paşayım oğlum!" demişti."Bakın komutanım,Ege Ordu komutanlığının emridir!" arkamdaki yazıyı göstermiştim.
Eh işte,gençliğimin olduğu yerlerdendir;motel deponun karşısında ki motelde,on üç gün kalıp,hergün Hasan Parlakkılıçla beni "kesen" albayın kızının,giderken "mal herifler!" dercesine(-belkide "..iktirin lan,sizde erkek misiniz?" demiştir) eliyle işaret yapıp arabasına bindiği o an.
Gençliğimin nerde olduğunu,orta yaşların üzerine doğru tırmanırken, daha yüksekten görebiliyorum;yaşayamadıklarımda,ideallerimde,ütopyamda!
"Hani benim gençliğim..." burda;Kuleli (askeri lisesi önün)de,oturmuş,olduğu ve olamadığı yerleri seyrediyor.
Yorumlar
Yorum Gönder