Nihan'dan gelen-1

Nihan'dan gelen-1
NİHAN'DAN GELEN-1
                             Sevgili FIRAT,
          Merhaba!Biliyorum;e-posta adresini nerden bulduğumu merak ediyorsun ve yine biliyorum ki;sormayacaksın!Bu bilgilerimi seni tanımışlığımın eminliğiyle-rahatca ifade ediyorum.İki buçuk-üç ayda bir insan bir insanı ne kadar tanıyabilirse ondan çok fazla tanıdım seni ve otuz yıldır gıyaben o tanımışlığı;evlendiğini,çocukların olduğunu,siyasi,dini tartışmalardan geçemeyeceğini/geçmediğini,işini severek yaptığını,eşini-çocukların çok sevdiğini düşünerek seninle ilgili tanımışlık bilgilerimi hep güncelledim.Çok değişmedin hep lise bahçesindeki Fırat olarak kaldın.
                    Ha,başa dönüp;merak ettiğin ama sormayacağın sorunun cevabını vereyim,benim yüzümden aklında koca bir "nereden?..." meşguliyeti oluşmasın "dayanamam!" 15 Haziran 2016'da Bursa'ya bir yolculuk yaptın,Tokat'tan ve yanında 20'li yaşlarda bir genç vardı;esmer,senden bayağı uzun.Gece ilk mola yerinde sana çay ısmarladı, ikinci molada sen çay ısmarladın.Bu yolculuk sırasında bir gönderi için e-posta adresinin istendiği bir telefon görüşmen oldu ve sen e-postanı yazmalarını isteyerek söyledin.Yanında ki o gençte söylediğin adresi yazdı " biliyor musun?" Adı Murteza olan o genç oğlumdu Fırat.O yolculuk boyunca telefonundan seninle beraber herşeye bakmış ve "Bu adam annemin bahsettiği  kişi!" demiş.Bursa'ya inince face'de aramış ve profiline girmiş.Epeyce eski paylaşımlarına bakmış ve beni aradı"-Anne,Fırat'ı buldum!"Unutmamıştım fakat iz olarak duruyordun hani bilgisayarların uyku modu hali;kapalı değildir amma;açıkta değildir.Murteza,'nın "Fırat'ı buldum!" yla uyku modu açık hale geldi.Böyle oldu Fırat,e-postana ulaşmam.
                    FIRAT,
                    Geçen onyıllar sende neyi değiştirdi,neyi aynı bıraktı,neyi arafta hale getirdiyse...sayki,bende de aynı.Mesela;sen hâlâ melankolik,sevdiğinde tutkun,içinde bir boşluk,çoklukla-yokluğun arasında bir yerdesin!Hâlâ,şiir yazıyorsun,"karalıyorsun!" şiirinde hâlâ din ilk tema,ihtimal, OrtaAsya yaylalarına,Balkanlara doğru sürüyorsun mısralarını...Bana hiç göstermezdin ama;sigarayı inadına derin derin çekiyorsun yine!"Bırak şu sigarayı!" dememi beklemediğini düşünüyorum.Çünkü,tanıdığım Fırat,sigaradan ölüm değil "yaşam" çeker.
                    Oğlum,kesin bir eminlik ile senden bahsedince lisenin bahçesinde buldum kendimi,bir karış mesafede sen.Hep o bir karış,senin karışınla.Bak,bu bir karış için ilk "keşke" mi kullandım ömrümde "Keşke,benim karışımla olsaydı!" Senin ellerin/tabii olarak karışın daha uzun,benim ellerim ve karışım küçük!Uzunca dolaştık ve hiç konuşmadık.Ne sen anlattın tutulduğunu/tutuştuğunu,ne ben sordum.Yıllar sonra  yine aynı yeller esiyordu kafanda;dağılıp yok olacak-vuslatı olmayan tutku yelleri/yok fırtına!
                    Murteza'nın gönderdiği e-posta adresini 1987 yazında gönderdiğin son mektubun hitap kısmına kaydettim.O mektuplar duruyor Fırat.Geliş sırasına göre,okuduktan sonra nasıl koymuşsam öylece duruyor.On iki mektup,özel bir paket yaptırdım.Mektupların ve cevaplarım ilk gençlik halinin yazılı belgeleri olarak çok değerli oldular hep.Orta okulda,lisede ne yazmışsam hepsini esaslı muhafaza ettim.Hiç bir yazdığımı "Bu çocukluk yazısı,çocukca olmuş!" gibi bahanelerle  dahi yok etmedim,temennim,seninde bunu yapmış olmandır.Çünkü;o yazıları okurken, dün başrolünde oynadığın bir filmi seyredercesine  zevk alnıyor.Senin deyişinle sıla-i rahim yapıyorum.
                    Murteza Bursa'dan dönünce (bir hafta sonra) beraberce isminle arayıp face sayfana girdik.Akşam 20.00'den gece 02.00'ye kadar.İlk dikkatimi çeken yine tutulacak birini/platonik bir sevgili bulmuşsun;KızKulesi."Niye böylesin?"Sonra,şiirin son yıllarda biraz dişilleşmiş.Yazılarında,tanıdığım Fırat pek yok, özellikle,siyasi içerikli yazılarda.Niye bu kadar nefrete savruldun?Şiirin döküldüğü  gönlünden nasıl bu keskin sövgüler dökülüyor?..Önce kızdım,kırıldım hatta."Yanlış değerlendirmişim,görememişim!" dedim ve bunu sesli demişim ki Murteza
-Neyi göremedin anne?dedi.
-Fırat'ın tarzı bu kadar sert/ölçüsü bozuk olamaz,dedim.İhtimal,zaman çok törpülemiş,bayağı "dövülmüş!" Diline dolanmış bir azabı kaleminden akıtıyor,kötü iş yapıyor.
-Anne,adamın görünüşü-görüntüsü bu satırları yazacak şekilde,dedi.Baktığında anlıyorsun;hareketli-yerinde duramaz-değişken bir tip.Uzatmadım,üzüldüm,ileteyim.
              Fırat,sevgili dostum,
              Liseden sonra okumadım.Ailem biraz kırıldı,"her fırsatta" kırgınlıklarını açık ettiler,bu kadarla yetindiler.1994'te evlendim.Bir kızım var;Yağmur ve oğlum,Murteza.Bak,nasılda aleviliğimi gösterdim;Murteza.Ali'ye atfen.Yağmur,küçük,16'sında.Bana benziyor hatta kopyam gibi.O'nun da saçları koyu siyah ve kıvırcık,gözleri;kapkaranlık gecemsi,dolunay gümüşiliğinde- beyaza çalıyor teni.Benden boylu,incecik;laleye benzetirim kızımı,incecik gövde üzerinde bembeyaz taç yapraklarıyla laleye.
              '94'te evlendim.2002'de ayrıldık.İlk yıllar mutluluktan uzak değildik ama sarmaş-dolaşta olamadık mutlulukla.2000'den itibaren duygu dünyalarımızda ki esintiler ayaza döndü.Dilimizi kilitledik karşılıklı,gözlerimiz uzaklara yöneldi,kalplerimizdeki karşılıklılık tükendi.Acı geçti son iki sene,adlarımızı bile anamayacak kadar soğuduk karşılıklı.İki sene,evliliğimizin yıkılış süreci oldu.Baştanda  evliliği gerektirecek bir sevgi yoktu aramızda,ailem de karşı çıkmıştı fakat ben zorladım evliliği.Yaşlanmıştım,az değil 24 yaşıma gelmiştim ve zamanın geçişi hızlı ve yıpratıcıydı.
              Cihan'la (eşim) bağlama kursunda tanıştık Sesio,öğrenci ben,hoca.Ve,bağlamayı en hızlı öğrenen öğrencim Cihan oldu,iki ayda bağlamayı "konuşturdu."Sesi Cengiz Özkan'ı andırıyor,ses geçişlerinde Cengiz Özkan oluyordu adeta.Kurs bitiminde topluca etkinlik yaptık,son olarak ikimiz çıktık ve çok sevdiğim bir türküyü söyledi,ben vokallik yaptım.O gün sazı dile getirmesi,sözü kıvamında söylemesi içimde bir titreme oluşturdu.İlk defa karşı cinsten birine " acaba?" sorusunu duydum "Acaba anlaşabilir miyiz?" Korkulu bakışlarını yakalamıştım bir kaç kez.
              Hülasa Fırat,
              Evlilik eleğinden geçtim,elek altı mıyım,üstte mi kaldım bilemiyorum.Bildiğim;bitmesi gereken bitti.Anlaştık ayrıldık,istediği zaman Yağmur'la Murteza'yı istediği zaman görmesi tek şartı oldu,çocuklara ayrılmamışız gibi davranması benim tek şartım oldu.Kötü birlikteliğimizi güzel ayrılıkla bitirmek sanırım hayatımdaki en güzel "şey"lerden birincisi oldu.
              Fırat,
              Murteza'nın seni bulması ne güzel oldu!Senden yazıların gelecek olmasını düşünmek ne hoş bir duygu.O yazıları bekliyorum,hadi,lise bahçesinde dolaşalım yine,yine bir karış mesafeli yanımda ol!Bak,bu defa benim karışım olacak,parmaklarımı azıcık bombeli tutarım,görmeyeceksin,tamam mı?On yıllar sonra ilk buluşmada bu kadar uzun yazdım ya!..Okursun,okursun!Bekliyorum,iki yolla;hem mail olarak,hem " kara usul"ptt ile.Harflerini görmek istiyorum;çıktı olmayacak,"tükenmez kalem." Son veriyorum,bu postanın ptt'den geleni de olacak.
              SEVGİLİ FIRAT,
              Bu "SEVGİLİ FIRAT" lisede ki o "SEVGİLİ FIRAT" tır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AİDİYETSİZLİK

TOKAT'TA GECE

ALZAYMIR