Nihan'a Mektuplar-7. 14/05/2019
"Mavinin karanlığa çaldığı ilkbahar gecelerinin hepsinde 8'i 5 geçe aya baktığımı hatırladıkca yeni baştan mutlu oluyorum.Beyaz yüzünce parlak ay,sonsuz-koyu maviliğe serpilmiş cam kırığı yıldızlar ve görmeyi hayal ettiğim gözlerin;on yıllar sonra fersiz gözlerime can katıyor,yüzüme tebessüm oluyor.Uzaktan kurbağa sesleri,yanıbaşımdan çekirge ve çok uzaklardan koyun köpeklerinin sesleri geliyor;yumuşacık,yüzü yalayıp geçen sevgili nefesince kulaklarımı yalayıp geçiyorlar-ama gitmiyorlar;şarkılaşıyorlar.Tek başınayım gecenin içinde-ikisinde,yeni yolda yürüyorum,her gece olduğu gibi.Yalnız, bu gece kulaklığımı almadım,tefekkür edeyim dedim/fikrimi aldı hatırat,bir " te!" kaldı geriye."
FIRAT,"CANANIM"
İki ay önce ki/son mektubunun içinden bir parağrafı başlığa alarak başlayayım dedim, zira;sen "gecenin ikisi" diyorsun,ben akşamdan beri Yeşilırmak kenarında oturuyorum ve şu an saat 03.30.Dün gecede bozuk bir uykuyla geçti,sebep bulamadığım bir sıkıntı var içimde;nasıl olduğunu bilemediğim,ne kadar,neden?Biraz korku,biraz şüphe,biraz bir umut yitiminden oluşan karışım bir sıkıntı.Oysa,mutlu olmam için/var olan mutluluğumun artması için sebep oluşmuşken,yüzümden tebessüm,dudaklarımdan huzur dolu sözcükler akması gerekirken sıkıntılıyım.Böylesi bir hali ilk kez yaşıyorum.Elbette daha öncede sıkıntılar,ufak çaplı bunalımlar yaşadım,kendime küstüğüm bile oldu.İzbe bir köşeye çekilip kalbi ağlamalarım...fakat,hepsinde olmaları için bir sebep vardı.Bu defa,zorlayarak bile sebep bulamıyorum,sadece sıkılıyorum ve bu ikinci akşam.Gün içinde de zorluyor bu sıkıntı,meşguliyet hali de unutturamıyor.
Oysa,ilk torunum dünyaya geldi,dün.Mürteza ile Neslihan'ın bir kızları oldu.İnsanın böyle acaip "birşey" olduğunu torunumda görünce kendi dünyamda savruldum.Çok bebek gördüm elbette ve hiç bir bebekte bu duyguları hissetmedim;insan,çok zayıf,güçsüz,her rüzgara açık başlangıç yapıyor hayata.Kendi çocuklarımı dünyaya getirdiğimde hiç bunlar aklıma gelmemişti,hiç birşey aklıma gelmemişti,sevinçten aklım uçmuştu çünkü!Mürteza'nın,bir çırpınışı vardı,telaş ötesi davranışları...dolaşacak eli-ayağı bile kalmamıştı adeta.Öğleden önce oldu doğum,doğumdan sonra oldu Mürteza'nın iptal hali
Neslihan harika bir insan Fırat,"gelinden yana" şansım iyiymiş.Bazan,gayri iradi olarak düşünüyorum hatta,düşündüğümün sonradan farkına varıyorum "Yağmur gibi,Murteza gibi harika iki evladın yanına Neslihan gibi üçüncü bir evlat...ne güzel bir kader!"Elim kareası oldu," ben bu oyunu kazanırım!" Ve,bir bebekle tamamlandı per adeta.
Sıkıntı büyüyor içimde-içinde yoğunlaşıp ağırlaşarak.YeşilIrmak kenarındayım ve iç daralmasının ortasında...Denize düşmüş gibiyim;çırpınıyorum/çırpındıkca güçsüzleşiyor,gittikce sıcağını kaybediyor yaşam sevincim.Hayatın kıyısından uzaklaşıyorum,yalnızlığın-bıkkınlığın kıyılarına yaklaşıyorum hızla."Savrulup gidiyor" tutabileceğim herşey.Bir ağlamak hissi baskınlaşıyor göğüs kafesimde,boğazımda yutkunamamak hali,burnum sızlıyor...Neyimi kaybettim,nedir bu acıklı halimin sebebi?
On yıllardır Tokat'tayım,doğduğum-büyüdüğüm ve hâlâ yaşadığım yer burası/"mekân benim" ben mekândan gayriyim şu an,benden gayrıyım!"İnsanın kendini tanıması,başkalarını tanıması kadar zordur ve daha uzun sürebilir.Bir ömürde bir kez yaşadığın uç bir olayda kendinde o zamana kadar var olan bir davranışı ilk kez görebilir ve şaşırabilirsin." demiştin ya;tam ordayım.Tek farkla;bende bu farkı yaratan şeyi bilmiyorum,yada yeni olduğu için göremiyorum.Yeşil Irmak bu gece çok güzel herhalde!Su'yu görebiliyorum,havanın siyaha çalan koyu mavisini,şehrin bu saatteki kalp atışlarını duyabiliyorum.Ne şehrin,ne suyun,ne göğün farkındayım.Çekirdek çıtlatıyorum,öylesine bakıyorum,arada "niye?" sorusu geçiyor dudaklarımdan.
03/052019
FIRAT,DOSTUM,
İki gün geçti,biraz daha duruldum gibi.Sıkıntıya artık bir sükunet eşlik ediyor,birbirlerine bırakıyorlar yerlerini.Arada bir neşeleniyorum artık.Neslihan hastahaneden çıktı,torunum...torunum diyorum Fırat,sen bilmezsin nasıl birşey!Baktığında hissettiğin,dokunduğunda duyduğun,öptüğünde devşirdiğin.Şöyle düşün;iyice eskidin,yolun sonuna vardın-varacaksın,artık son adımlarını atıyorsun,kâm'ı da-gam'ı da yeterince yaşamışsın,hani erkeklerin deyimiyle:el bitmiş ve okeye dönüyorsun...İki günde torunun bende ki anlamı;eskimişsin yenilenmen,attığın son adımı bastığın cennet,çektiğin son taşın okey olması hali.Bunlar,hâlâ yetersiz anlatımlar.Sanırım en yakışan anlam;yaşadığımı sandığım mutlulukların en gerçek hali-en güzeli.Ve yaşadığım mutsuzlukların izolasyonu.
O sebepsiz sıkıntının sebebini de biraz buldum gibi;torunum!Kıskandım Onu Fırat,daha doğrusu;kıskandığımı hissediyorum.Neslihan'ın kendine gelip kucağına aldığında bir bskışı vardı bebeğe...bu bakışı ancak ben gördüm.Mürteza'nın kendini kaybettiği telaşı da ancak ben gördüm.Ve gördüğüm bu duygu-yoğun haller bende kıskançlık uyandırdı.Bir an,önemsenmediğimi,dışlandığımı düşündüm adeta."Ben,hayatımı onlara harcadım,onlar anında benden geçtiler." önüne geçemedim bu duygunun,açlık ve anne göğsünden başka bildiği olmayan bebeği kıskandım,rakip gördüm.Elimde olmayan,içgüdüsel bir haldi bu ve ilk gün "çok kötü" vurdu.Doğumdan bir-kaç saat sonra Yeil Irmağın kenarına attım kendimi,anlattım.
Duygular tersine aksa da yatağını buluyor nihayetinde.Küçük rakibime karşı hâlâ tam olarak arınmış değilim;O, hâlâ rakibim,kıskandığım,oğlumu-gelinimi benden alan.Neslihan'ın bebeğe bakarken gözlerinde gördüğüm ışıltı,Mürteza'nın bebeğin etrafında dönmesi,Yağmur'un adeta gönüllü köleliği,benim işlevsiz kalmam...sen kıskanmaz mısın,söyler misin?İçini hafakanlar basmaz mı?
Ha,torun diğer haliyle yenilenmen oluyor.Bitiş çizgisine doğru ,sen bırakmadan yarışa dahil olan senden biri.Meyvenin meyvesi."Eskiler" "torun,malın kârıdır." derlermiş,doğru olabilir mi?Hep görürdüm;ebeveynlet torunlarını çocuklarından çok seviyorlardı,anlamsız buluyordum,hâlâ anlamsız bulmak için zorluyorum kendimi.
10/05/2019
"Öyle değil;sonraki üste koyulur,alta süremezsin!" evet,kural bu imiş.İlk defa bir olayda anlık değişimlerin bildiğim-yaşadığım kuralları değiştirdiğini görüyorum,bana inat ve çabucak kabulleneceğim şekilde.Bebeğe benim isim vermemi istediler,şiddetle reddettim "ısrar etseler." iç konuşmasıyla birlikte.Duydular mı acaba, "-Hayır anne,sen isim vereceksin!" dediler.Yağmur atlayıverdi "-Arabuluculuk yapayım,kızımın ismi Fatıma olsun.""-Anne,ne dersin?" Mürteza sordu,Neslihan sustu."-Kızım,sence?.." "-Annem,sen söylesen fikrini." Bu isim hep aklımda idi,çekiniyordum biraz;düşündükleri bir isim varsa? "-Olur,güzel isim." Neslihan derince nefes aldı,rahatlamıştı sanki.Yağmur sevinçle hopladı "-Fatıma'da karar kılınmıştır.Neslihan için bir teklifim var;Fatıma'ya Zehra'yı ekleyebiliriz." "-Al sana alevi-sünni birlikteliği!" Mürteza konuştu.Soğuk bir havanın esmesini bekler gibi oldum,olmadı "-Fatıma-tüz Zehra,insanın mükemmele bakan yüzü,eş'in harika modeli,kadının gurur kaynağıdır.Alevi-sünni değil,mümin kadındır.Hz.Ali'ye verilmiş benzersiz ödül,hz.Ali'nin de kendisine sunulduğu hayırlı kadındır."
FIRAT,
Gelinimi yeni baştan,daha fazla sevdim.Her türlü saygıyı hak ediyor,hak ettiğinde saygıyı cömertce sunuyor bize.İki yıldır "bir kez yüzünü asmadı."Neşeli bir insan-neşesini olur olmaz göstermiyor ama her hareketinde gülümseyen bir taraf var.Sanırım,yüreği,aklı,ahlakı bütün davranışlarında açık oluyor.Adımca (Nihan)hiç birşey bırakmıyor.Güneş ışığı gibi;doğrudan giremese bile aydınlığını gösteriyor.Ona baktığımda,Onunla konuştuğumda rahatlıyorum.
06/06/2019
Uzun aralarla yazıyorum-sana yazıyor/torunuma yazılıyorum.Torunuma yazıldıkca yazacak şeyler,yeni farkettiğim karanlıklarım oluyor.Hâlâ-tam olarak kıskançlık halim geçmiş değil.Tutkum,kısa ayrılıklarda bile özlemek halim artmış.Ama kıskanarak.Bazan " Ufacık bebek,niye kıskanıyorum ki?" diyorum,azıcık utanıyorum,azıcık eziliyorum...ama gördüğümde "canıma sokasım gelirken" yine kıskançlık hissi geçiveriyor içimden.Ve,artık bu hissin doğal bir hal olduğuna inanmaya başladım.Hatta,çocuklardan habersiz pisikoloğa gittim,hiç birşeyi inkâr etmeden anlattım."Normal" dedi. "Kıskançlığının sebebini bilmen çok güzel ve bu kıskançlık doğal." Uzun olmayan ve tahmin ettiğim izahatta bulundu.Rahatladım.
Ayın başında ailecek pikniğe gittik,harika bir gün oldu.Daha önce yazdığımı hatırlamıyorum;Yağmur'un sözlüsü de bizimleydi.Bak,Yağmur'un sözlendiğini de bildirmiş oldum.Sonra anlatırım,güzel bir hikâyesi var bu sözlenmenin.Piknikten niye bahsettim-biliyor musun?Çalıp-söylerken seni andık sıkca;Orhan Gencebay'dan çalıp-söyledik,Sevcan'dan...Hele,Murteza'nın bşrazda gırtlağını zorlayarak bir söylemesi vardı Bir Görüşte Aşık Oldum'u...inan çok güzeldi.Yağmur;Eski Libas Gibi'yi,Neslihan;Şifa İstemem'i "Fırat'a..." diye söylediler.Biraz utandım sanki!"Çocuklar acaba sevdiğimi,unutamadığımı mı düşünüyorlar?" dşye geçti içimden.Sevdiğim konusunda eminim Fırat;sevmedim.Unutamadığım konusunda da eminim;unutamadım.Fakat;bir sevgiliyi değil,bir dostu unutamadım.Dost;anadan,babadan,kardeşten,eşten öte bir varlık.Dost;olmadığında hayatın hiç bir anlamı olmayan,kör-karanlık kuyulardan ibaret bir oluştur hayat.Ve dost;'dir,fazla olsa iki-üçtür.Dahası yoktur.Benim hayatımda ki o bir'in sen olduğunu geçen her yıl biraz daha perçinledi.İletişimimiz yoktu,görüşmedik,konuşmadık ama;hep yanımda,yakınımda biryerlerdeydin sanki.Evliliğimde,öncesinde,sonrasında hep "şimdi olsaydı..." dediğimsin Fırat. "Sevdiğini anlatsaydı,annesini,ailesini,Gelinciğin Kaya'yı,Zinav'ı..."
Sevgili Fırat,
Çocukların şarkılarında-türkülerinde bir yeninin farkına vardım;senin bende ki karşılığın türkülere çok denk geliyor.O gün,sevdiğini söylediğin ve sevdiğini BİLDİĞİM türkü ve şarkılar bolca terennüm edildi.Çayı senin için içtik.Bağlama,senden anlattı.Güzel bir gün oldu.Torunumla seviştim bol bol.Gençlik iksiri olsaydı hayatta bu,torun olurdu ve böyle bir ortamda iki kat etki ederdi herhalde.Eve dönüşte hepimiz yorgunduk vebherkes uykuya teslim olduğunda ben,torunumla meşgul oldum.Onu,uzun uzun sevdim-kokladım.İçimden birşeyler koptu o anlar.Kıskandığım,savruluşum oldu anlık;bir deli rüzgâra kapıldım kısacık;uçtum içim geçerek ve küçük bir çocuğun masumluğuna düştüm.Biçare,kendinden geçmiş,zavallı.Sonra toparlandım,ufaklığı kucağında sallayarak uyuttum,ninniler söyleyerek;çok sevdalı bir babaanne olduğumu seyrederek.
Dostum,
Yorgunum.Bir çocuğa olan sevdanın,bir aile mutluluğunun yorgunuyum.Korkunun yorgunuyum belkide!Ya birgün bu mutluluk eskirse?..
Burda son veriyorum,buna mahsus.Postayla da göndereceğim bu mektubu.Elle yazmam iki-üç günü bulur,bilesin!
Sana,okumanın sonunda hemen yatmanı salık veririm.Benim yorgunluğumun seni etkilediğini düşünürüm zira.Güzel geceler,tatlı uykular diliyorum.
FIRAT,"CANANIM"
İki ay önce ki/son mektubunun içinden bir parağrafı başlığa alarak başlayayım dedim, zira;sen "gecenin ikisi" diyorsun,ben akşamdan beri Yeşilırmak kenarında oturuyorum ve şu an saat 03.30.Dün gecede bozuk bir uykuyla geçti,sebep bulamadığım bir sıkıntı var içimde;nasıl olduğunu bilemediğim,ne kadar,neden?Biraz korku,biraz şüphe,biraz bir umut yitiminden oluşan karışım bir sıkıntı.Oysa,mutlu olmam için/var olan mutluluğumun artması için sebep oluşmuşken,yüzümden tebessüm,dudaklarımdan huzur dolu sözcükler akması gerekirken sıkıntılıyım.Böylesi bir hali ilk kez yaşıyorum.Elbette daha öncede sıkıntılar,ufak çaplı bunalımlar yaşadım,kendime küstüğüm bile oldu.İzbe bir köşeye çekilip kalbi ağlamalarım...fakat,hepsinde olmaları için bir sebep vardı.Bu defa,zorlayarak bile sebep bulamıyorum,sadece sıkılıyorum ve bu ikinci akşam.Gün içinde de zorluyor bu sıkıntı,meşguliyet hali de unutturamıyor.
Oysa,ilk torunum dünyaya geldi,dün.Mürteza ile Neslihan'ın bir kızları oldu.İnsanın böyle acaip "birşey" olduğunu torunumda görünce kendi dünyamda savruldum.Çok bebek gördüm elbette ve hiç bir bebekte bu duyguları hissetmedim;insan,çok zayıf,güçsüz,her rüzgara açık başlangıç yapıyor hayata.Kendi çocuklarımı dünyaya getirdiğimde hiç bunlar aklıma gelmemişti,hiç birşey aklıma gelmemişti,sevinçten aklım uçmuştu çünkü!Mürteza'nın,bir çırpınışı vardı,telaş ötesi davranışları...dolaşacak eli-ayağı bile kalmamıştı adeta.Öğleden önce oldu doğum,doğumdan sonra oldu Mürteza'nın iptal hali
Neslihan harika bir insan Fırat,"gelinden yana" şansım iyiymiş.Bazan,gayri iradi olarak düşünüyorum hatta,düşündüğümün sonradan farkına varıyorum "Yağmur gibi,Murteza gibi harika iki evladın yanına Neslihan gibi üçüncü bir evlat...ne güzel bir kader!"Elim kareası oldu," ben bu oyunu kazanırım!" Ve,bir bebekle tamamlandı per adeta.
Sıkıntı büyüyor içimde-içinde yoğunlaşıp ağırlaşarak.YeşilIrmak kenarındayım ve iç daralmasının ortasında...Denize düşmüş gibiyim;çırpınıyorum/çırpındıkca güçsüzleşiyor,gittikce sıcağını kaybediyor yaşam sevincim.Hayatın kıyısından uzaklaşıyorum,yalnızlığın-bıkkınlığın kıyılarına yaklaşıyorum hızla."Savrulup gidiyor" tutabileceğim herşey.Bir ağlamak hissi baskınlaşıyor göğüs kafesimde,boğazımda yutkunamamak hali,burnum sızlıyor...Neyimi kaybettim,nedir bu acıklı halimin sebebi?
On yıllardır Tokat'tayım,doğduğum-büyüdüğüm ve hâlâ yaşadığım yer burası/"mekân benim" ben mekândan gayriyim şu an,benden gayrıyım!"İnsanın kendini tanıması,başkalarını tanıması kadar zordur ve daha uzun sürebilir.Bir ömürde bir kez yaşadığın uç bir olayda kendinde o zamana kadar var olan bir davranışı ilk kez görebilir ve şaşırabilirsin." demiştin ya;tam ordayım.Tek farkla;bende bu farkı yaratan şeyi bilmiyorum,yada yeni olduğu için göremiyorum.Yeşil Irmak bu gece çok güzel herhalde!Su'yu görebiliyorum,havanın siyaha çalan koyu mavisini,şehrin bu saatteki kalp atışlarını duyabiliyorum.Ne şehrin,ne suyun,ne göğün farkındayım.Çekirdek çıtlatıyorum,öylesine bakıyorum,arada "niye?" sorusu geçiyor dudaklarımdan.
03/052019
FIRAT,DOSTUM,
İki gün geçti,biraz daha duruldum gibi.Sıkıntıya artık bir sükunet eşlik ediyor,birbirlerine bırakıyorlar yerlerini.Arada bir neşeleniyorum artık.Neslihan hastahaneden çıktı,torunum...torunum diyorum Fırat,sen bilmezsin nasıl birşey!Baktığında hissettiğin,dokunduğunda duyduğun,öptüğünde devşirdiğin.Şöyle düşün;iyice eskidin,yolun sonuna vardın-varacaksın,artık son adımlarını atıyorsun,kâm'ı da-gam'ı da yeterince yaşamışsın,hani erkeklerin deyimiyle:el bitmiş ve okeye dönüyorsun...İki günde torunun bende ki anlamı;eskimişsin yenilenmen,attığın son adımı bastığın cennet,çektiğin son taşın okey olması hali.Bunlar,hâlâ yetersiz anlatımlar.Sanırım en yakışan anlam;yaşadığımı sandığım mutlulukların en gerçek hali-en güzeli.Ve yaşadığım mutsuzlukların izolasyonu.
O sebepsiz sıkıntının sebebini de biraz buldum gibi;torunum!Kıskandım Onu Fırat,daha doğrusu;kıskandığımı hissediyorum.Neslihan'ın kendine gelip kucağına aldığında bir bskışı vardı bebeğe...bu bakışı ancak ben gördüm.Mürteza'nın kendini kaybettiği telaşı da ancak ben gördüm.Ve gördüğüm bu duygu-yoğun haller bende kıskançlık uyandırdı.Bir an,önemsenmediğimi,dışlandığımı düşündüm adeta."Ben,hayatımı onlara harcadım,onlar anında benden geçtiler." önüne geçemedim bu duygunun,açlık ve anne göğsünden başka bildiği olmayan bebeği kıskandım,rakip gördüm.Elimde olmayan,içgüdüsel bir haldi bu ve ilk gün "çok kötü" vurdu.Doğumdan bir-kaç saat sonra Yeil Irmağın kenarına attım kendimi,anlattım.
Duygular tersine aksa da yatağını buluyor nihayetinde.Küçük rakibime karşı hâlâ tam olarak arınmış değilim;O, hâlâ rakibim,kıskandığım,oğlumu-gelinimi benden alan.Neslihan'ın bebeğe bakarken gözlerinde gördüğüm ışıltı,Mürteza'nın bebeğin etrafında dönmesi,Yağmur'un adeta gönüllü köleliği,benim işlevsiz kalmam...sen kıskanmaz mısın,söyler misin?İçini hafakanlar basmaz mı?
Ha,torun diğer haliyle yenilenmen oluyor.Bitiş çizgisine doğru ,sen bırakmadan yarışa dahil olan senden biri.Meyvenin meyvesi."Eskiler" "torun,malın kârıdır." derlermiş,doğru olabilir mi?Hep görürdüm;ebeveynlet torunlarını çocuklarından çok seviyorlardı,anlamsız buluyordum,hâlâ anlamsız bulmak için zorluyorum kendimi.
10/05/2019
"Öyle değil;sonraki üste koyulur,alta süremezsin!" evet,kural bu imiş.İlk defa bir olayda anlık değişimlerin bildiğim-yaşadığım kuralları değiştirdiğini görüyorum,bana inat ve çabucak kabulleneceğim şekilde.Bebeğe benim isim vermemi istediler,şiddetle reddettim "ısrar etseler." iç konuşmasıyla birlikte.Duydular mı acaba, "-Hayır anne,sen isim vereceksin!" dediler.Yağmur atlayıverdi "-Arabuluculuk yapayım,kızımın ismi Fatıma olsun.""-Anne,ne dersin?" Mürteza sordu,Neslihan sustu."-Kızım,sence?.." "-Annem,sen söylesen fikrini." Bu isim hep aklımda idi,çekiniyordum biraz;düşündükleri bir isim varsa? "-Olur,güzel isim." Neslihan derince nefes aldı,rahatlamıştı sanki.Yağmur sevinçle hopladı "-Fatıma'da karar kılınmıştır.Neslihan için bir teklifim var;Fatıma'ya Zehra'yı ekleyebiliriz." "-Al sana alevi-sünni birlikteliği!" Mürteza konuştu.Soğuk bir havanın esmesini bekler gibi oldum,olmadı "-Fatıma-tüz Zehra,insanın mükemmele bakan yüzü,eş'in harika modeli,kadının gurur kaynağıdır.Alevi-sünni değil,mümin kadındır.Hz.Ali'ye verilmiş benzersiz ödül,hz.Ali'nin de kendisine sunulduğu hayırlı kadındır."
FIRAT,
Gelinimi yeni baştan,daha fazla sevdim.Her türlü saygıyı hak ediyor,hak ettiğinde saygıyı cömertce sunuyor bize.İki yıldır "bir kez yüzünü asmadı."Neşeli bir insan-neşesini olur olmaz göstermiyor ama her hareketinde gülümseyen bir taraf var.Sanırım,yüreği,aklı,ahlakı bütün davranışlarında açık oluyor.Adımca (Nihan)hiç birşey bırakmıyor.Güneş ışığı gibi;doğrudan giremese bile aydınlığını gösteriyor.Ona baktığımda,Onunla konuştuğumda rahatlıyorum.
06/06/2019
Uzun aralarla yazıyorum-sana yazıyor/torunuma yazılıyorum.Torunuma yazıldıkca yazacak şeyler,yeni farkettiğim karanlıklarım oluyor.Hâlâ-tam olarak kıskançlık halim geçmiş değil.Tutkum,kısa ayrılıklarda bile özlemek halim artmış.Ama kıskanarak.Bazan " Ufacık bebek,niye kıskanıyorum ki?" diyorum,azıcık utanıyorum,azıcık eziliyorum...ama gördüğümde "canıma sokasım gelirken" yine kıskançlık hissi geçiveriyor içimden.Ve,artık bu hissin doğal bir hal olduğuna inanmaya başladım.Hatta,çocuklardan habersiz pisikoloğa gittim,hiç birşeyi inkâr etmeden anlattım."Normal" dedi. "Kıskançlığının sebebini bilmen çok güzel ve bu kıskançlık doğal." Uzun olmayan ve tahmin ettiğim izahatta bulundu.Rahatladım.
Ayın başında ailecek pikniğe gittik,harika bir gün oldu.Daha önce yazdığımı hatırlamıyorum;Yağmur'un sözlüsü de bizimleydi.Bak,Yağmur'un sözlendiğini de bildirmiş oldum.Sonra anlatırım,güzel bir hikâyesi var bu sözlenmenin.Piknikten niye bahsettim-biliyor musun?Çalıp-söylerken seni andık sıkca;Orhan Gencebay'dan çalıp-söyledik,Sevcan'dan...Hele,Murteza'nın bşrazda gırtlağını zorlayarak bir söylemesi vardı Bir Görüşte Aşık Oldum'u...inan çok güzeldi.Yağmur;Eski Libas Gibi'yi,Neslihan;Şifa İstemem'i "Fırat'a..." diye söylediler.Biraz utandım sanki!"Çocuklar acaba sevdiğimi,unutamadığımı mı düşünüyorlar?" dşye geçti içimden.Sevdiğim konusunda eminim Fırat;sevmedim.Unutamadığım konusunda da eminim;unutamadım.Fakat;bir sevgiliyi değil,bir dostu unutamadım.Dost;anadan,babadan,kardeşten,eşten öte bir varlık.Dost;olmadığında hayatın hiç bir anlamı olmayan,kör-karanlık kuyulardan ibaret bir oluştur hayat.Ve dost;'dir,fazla olsa iki-üçtür.Dahası yoktur.Benim hayatımda ki o bir'in sen olduğunu geçen her yıl biraz daha perçinledi.İletişimimiz yoktu,görüşmedik,konuşmadık ama;hep yanımda,yakınımda biryerlerdeydin sanki.Evliliğimde,öncesinde,sonrasında hep "şimdi olsaydı..." dediğimsin Fırat. "Sevdiğini anlatsaydı,annesini,ailesini,Gelinciğin Kaya'yı,Zinav'ı..."
Sevgili Fırat,
Çocukların şarkılarında-türkülerinde bir yeninin farkına vardım;senin bende ki karşılığın türkülere çok denk geliyor.O gün,sevdiğini söylediğin ve sevdiğini BİLDİĞİM türkü ve şarkılar bolca terennüm edildi.Çayı senin için içtik.Bağlama,senden anlattı.Güzel bir gün oldu.Torunumla seviştim bol bol.Gençlik iksiri olsaydı hayatta bu,torun olurdu ve böyle bir ortamda iki kat etki ederdi herhalde.Eve dönüşte hepimiz yorgunduk vebherkes uykuya teslim olduğunda ben,torunumla meşgul oldum.Onu,uzun uzun sevdim-kokladım.İçimden birşeyler koptu o anlar.Kıskandığım,savruluşum oldu anlık;bir deli rüzgâra kapıldım kısacık;uçtum içim geçerek ve küçük bir çocuğun masumluğuna düştüm.Biçare,kendinden geçmiş,zavallı.Sonra toparlandım,ufaklığı kucağında sallayarak uyuttum,ninniler söyleyerek;çok sevdalı bir babaanne olduğumu seyrederek.
Dostum,
Yorgunum.Bir çocuğa olan sevdanın,bir aile mutluluğunun yorgunuyum.Korkunun yorgunuyum belkide!Ya birgün bu mutluluk eskirse?..
Burda son veriyorum,buna mahsus.Postayla da göndereceğim bu mektubu.Elle yazmam iki-üç günü bulur,bilesin!
Sana,okumanın sonunda hemen yatmanı salık veririm.Benim yorgunluğumun seni etkilediğini düşünürüm zira.Güzel geceler,tatlı uykular diliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder