Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gece. 17/11/2018

Önce kefen  yağan mavi göklerde,/Şimdi gülümseyen ay ışığı var./Sönük gözlerini dikmiş üstüme,/Up-uzun,karanlık,hayalet dağlar./Koca karanlıklar oturmuş "öyle..."/Boşluk gözleriyle ruhuna bakar./Ve boşluk içimde-hep düşmekteyim,/Boşluk ki;küçüğü bu dağlar kadar./Gece,ay yanarken ben sönmekteyim,/Sönmekteyken bile çok umudum var./Tutunup umudun kanatlarına,/Yollara düşerim Allah'a kadar./Yollar;gecelerde sessiz ve sakin,/Yollar, ay ışığı altında gümüş./Gece,bir acılı sabaha gebe,/Sabah ki gecenin rahmine düşmüş.

Nihan'a mektuplar

              Sevgili Fırat, Uzunca bir zamandır yazmadın ve ben bekledim.Uzayan bir kışın bitmesini-ilkbaharın kokmasını beklercesine.Yağmur "-Anne,Fırat kurudu mu acaba?" diye soruyor,dalga geçiyor.Murteza,üzüldüğümü hissediyor,kızıyor sana.Ben kızamıyorum,hep bekliyorum.Eğer ölmemişsen (ki ölmedin;eskisince olmasa da sosyal medyada yazıyorsun) yazacaksın,hissediyorum.Biliyorum ki;bir taraftan biriktirirken,bir taraftan içinde bir tasniftesin.Senin gibi insanların devamlı ölenleri,öldürenleri olur;bazan içinde gömersin,bazan içine gömülürsün.Bir mezarlığı içinde taşımakta,bir mezarlığın içinde yaşamakta zordur,bilirim.İçinde mezarlıkla yaşayan insanların konuşması aralıklı-susması yoğundur.Gömdüklerinin sesini dinlemekten,kendisini gömenlerle konuşmaya vakit bulamaz.Kimisiyle uzun susuşları,kimisiyle bitmeyen konuşmaları,kimisiyle kavgası,kimisiyle sevdası kalır dipdiri.Ve, kalanlar gidenleri yaşadıkca yaşarlar.Gidenler,bıraktıklarıyla kalanı kısıtl...

Evlatla sohbet-2

       Evlat,sohbetmize devam edelim.Önce,senin ana unsur olduğun iki hatıratımla başlayayım;        1-1996,doğumundan yirmi gün sonra annenle köye gittiniz,ben kaldım.Ümraniye Tepeüstü'nden sizi otobüse bindirdim ve eve döndüm.Eve girdim,oturdum ve bir boşlukta düşmeye başladım;sonsuz,çıkıntılara çarparak bir düşüş.Canım yanıyor,beynim zonkluyor,kalbim sıkışıyor,aldığım nefes ciğerlerimi patlatıyor.Yokluktan bir el uzanıp boğazımı sıkıyor.Dört taraftan duvarlar mengeneye alıyor vücudumu.Meğer,ev seninle güzelleşiyor,şenleniyor,yaşanılır oluyormuş.        "Bir türkü açayım," dedim "belki ferahlarım.Düşüşüm durur,duvarlar geri çekilir." Açtım radyoyu,Esat KABAKLI "Seni vuran eller kırılsın oğul!" diyor.Ağladım,belki saatletce.Koparıp yollara koyduğum parçam damla damla akıyordu,aralıksız,sağanak damlalar.        2-Altıncı katta sulama yapıyorum,on gün kadar önce.Çalışırken radyoya "kulak veriyorum." Saatba...