TOKAT'ta bir gece. 06/09/2016
Tokat'ta,gece-hemide Eylül gecesi,hüzün,hastahanede yatmakta olan bir ana...Eylül,yine bir Eylül,yine ve bir yıl sonra yine Eylül gecesi...
Geçen yıl yine bu zamanlardı ve yine yatsı sonrasıydı,yine Yeşilırmak kenarında çay-cıgarayla sıkı bir geçmiş muhabbetine düşmüştüm...Hani derler ya "gırtlağına kadar..."darmadağın olmuştum bir gece ve Tokat'ta geçirdiğim hayat okulundaki dört yıl gözlerimde yaşlara dönüşmüştü.
Yeşilırmak geceye akıyor, gece içime içime...
GOP Lisesi pansiyonunu yıkmışlar,altında kaldığımı sandım,canımın yandığını,üst-başımın beton tozlarına bulandığını hissettim.İlk adımlarımı bu pansiyonda attım hayata,ilk günahımı burda işledim,ilk sevabı burda yazdım defterime.
İlk dostumu,
İlk karşı EKSİKLİĞİ DAİM OLANI,
İlk varlıkları "olmasa da olur!"olanı-olanları,
İlk kez tarikatleri,cemaatleri burda tanıdım.
GOP Lisesi Pansiyonu belkide yaşamımın dibacesiydi,otuz yıl sonra acılı bir hitame gibi canımı yaktı.
Sonra,TAŞHAN'a gittim:
TAŞHAN giriş solda 10-12 metrekare bir oda,metrekareye iki öğrenci düşüyoruz,nerdeyse...hepimizde birer Maltepe,"it bağlasan durmaz!" ama biz öğrenciler dumanaltınında altı olduğumuz bu zifiri duman odada gayet keyifli,birbirimizi göremeden tüttürüyor,çay yudumluyoruz.Öyle bir cıgara dumanı ki çayı götürmek için ağzımızı arıyoruz adeta.Ve tanıdık bir ses;"-Çık,çııık,çık!"Pansiyon md.yardımcısı,bir belletmen hoca,çıkıyoruz,isimler alınıyor idate-disiplin süreci için...
TAŞHAN'da güzel çay yapmışlardı,dört bardak değirdim o anıları seyrederken,yine hüzün...
GOP Lisesi Pansiyonunun yıkıntıları altında kımıldayan bekçi İsmail amcayı görür gibi oldum,haşlanmış yumırta-taze simit kokusu geldi burnuma,ne leziz ikiliydi bu ikili.Akşamları acıkan öğrencilere satardı,bazan bana verir ben satardım,tabi komisyon olarak simit ve yumurtaya anlaşırdık.
Ve pansiyonun kazan dairesinin olduğu yere kilitlendim;sarı-soluk saçlı bir öğrenci yanmış kömür külü boşaltıyor kazandan yada kazana kömür atıyor,kül taşıyor el arabasıyla;her zaman sıcak suyla banyo yapmak,çamaşırını yıkatmak karşılığı...Allah kahretmesin,hepsi yıkıntılar altında,hepsi ölmüşcesine hareketsiz...
Cumartesi günleri otogara gider,ŞAHİN TURİZM'in İstanbul'dan gelen aracında köylümüz görme heyecanını yaşamak,o günlerin hasret giderme şekliydi.
GOP Lisesi yıkıntıları altında Dursun Çetin'i Salih'i ve karga Halil'i "spor yapıyoruz"diye döğerken görür gibi oldum birara;"-yok,onlar o günlerde kaldı."dedim lakin Dursun uzun bacağını savurduğunda zor kaçtım!
Sonra...Mustafa Sam,Ercan Çoban çıkıp yıkıntılar arasında gayb oldular...sonra;Elvan Erbay,Talat Koca,Cafer Petek,Salih Kocabay...herbirisi hayat adımlarımın ilkletini oluşturan klasik ADAMLAR,karıştılar boşluğa,bakakaldım arkalarından.
Nilüfer Balakbabalar arz-ı endam eyledi,Dilek Kılıç,Birsen-Nursen Çetin kardeşler...Kimya hocamız ve sınıfın aşkı Fatma Altındağ hoca,Türkçeci Kemal Şahin,matematikci Seyhan keskin...Seyhan hoca yine sınıfa giriyor ve "-Hüseyin,bi gül hele!" diyor yine,yine sınıfı ateşliyorum kahkahalara...
Nilüfer,sen biraz dur,dana hâlâ kızgınım.Sana döğer gibi bakmak istiyorum,sana yine ve daha kötü bir şiir yazmak istiyorum Nilüfer,okurken köz gibi kızarmalısın;sen nasıl Fatma'yı sevdiği söyler,nasıl benim mütemmim cüz'ümü sevgilim addedersin,nasıl böyle aşağılık bir yalana pınarlık yaparsın Nilüfer.Nilüferce güzel yüzün niye hiç ruhuna uğramadı?Dur Nilüfer,duuur!Al hatıralardan kopup gelip gayb olan biri daha.
FATMA, sen hep korunaklısın bende, ne yıkılan pansiyon,ne yıkılan dünya bendeki sana dokunamaz.Sen,benim KLASİĞİMsin,eskimez,zaman değerlendirir,yıkılanlarım güçlendirir...DOSTUMSUN,KIYASLANAMAZIMSIN.Nilüfer'e tamda bundan dolayı kızmıştım Fatma;o,seni bana sevgili yaparak SIRADANLAŞTIRMAK HATASINI İŞLEDİ.Oysa DOST,sıraya girmeyendir.
GOP Lisesi Pansiyonu'na Vali Recep YAZICIOĞLU geliyor,yatakhaneleri dolaşıyor,hepimizle ilgileniyor ve yıkıntıları terkediyor,Allah rahmet eylesin.
Tokat'tayım yine,hüzündeyim,HAZANDAYIM.Yıkıntılardayım.Taşhan'da,Yeşılırmak kenarında,Gümenek'teyim.Hastahanede ANAMLA,hatıralarda geçmişleyim.
Yine EYLÜL'de,
Yine hüzünde,
Yine HAZANDAYIM.
Kırgınım,
Ağır bir "GEÇMEMİŞ!"yaşamaktayım,
Yorgunum.
"Dün"den kalanlar hep canlı,
"Bugün"e dargınım.
Derinlere dalmışım,
Vurgunum.
Geçen yıl yine bu zamanlardı ve yine yatsı sonrasıydı,yine Yeşilırmak kenarında çay-cıgarayla sıkı bir geçmiş muhabbetine düşmüştüm...Hani derler ya "gırtlağına kadar..."darmadağın olmuştum bir gece ve Tokat'ta geçirdiğim hayat okulundaki dört yıl gözlerimde yaşlara dönüşmüştü.
Yeşilırmak geceye akıyor, gece içime içime...
GOP Lisesi pansiyonunu yıkmışlar,altında kaldığımı sandım,canımın yandığını,üst-başımın beton tozlarına bulandığını hissettim.İlk adımlarımı bu pansiyonda attım hayata,ilk günahımı burda işledim,ilk sevabı burda yazdım defterime.
İlk dostumu,
İlk karşı EKSİKLİĞİ DAİM OLANI,
İlk varlıkları "olmasa da olur!"olanı-olanları,
İlk kez tarikatleri,cemaatleri burda tanıdım.
GOP Lisesi Pansiyonu belkide yaşamımın dibacesiydi,otuz yıl sonra acılı bir hitame gibi canımı yaktı.
Sonra,TAŞHAN'a gittim:
TAŞHAN giriş solda 10-12 metrekare bir oda,metrekareye iki öğrenci düşüyoruz,nerdeyse...hepimizde birer Maltepe,"it bağlasan durmaz!" ama biz öğrenciler dumanaltınında altı olduğumuz bu zifiri duman odada gayet keyifli,birbirimizi göremeden tüttürüyor,çay yudumluyoruz.Öyle bir cıgara dumanı ki çayı götürmek için ağzımızı arıyoruz adeta.Ve tanıdık bir ses;"-Çık,çııık,çık!"Pansiyon md.yardımcısı,bir belletmen hoca,çıkıyoruz,isimler alınıyor idate-disiplin süreci için...
TAŞHAN'da güzel çay yapmışlardı,dört bardak değirdim o anıları seyrederken,yine hüzün...
GOP Lisesi Pansiyonunun yıkıntıları altında kımıldayan bekçi İsmail amcayı görür gibi oldum,haşlanmış yumırta-taze simit kokusu geldi burnuma,ne leziz ikiliydi bu ikili.Akşamları acıkan öğrencilere satardı,bazan bana verir ben satardım,tabi komisyon olarak simit ve yumurtaya anlaşırdık.
Ve pansiyonun kazan dairesinin olduğu yere kilitlendim;sarı-soluk saçlı bir öğrenci yanmış kömür külü boşaltıyor kazandan yada kazana kömür atıyor,kül taşıyor el arabasıyla;her zaman sıcak suyla banyo yapmak,çamaşırını yıkatmak karşılığı...Allah kahretmesin,hepsi yıkıntılar altında,hepsi ölmüşcesine hareketsiz...
Cumartesi günleri otogara gider,ŞAHİN TURİZM'in İstanbul'dan gelen aracında köylümüz görme heyecanını yaşamak,o günlerin hasret giderme şekliydi.
GOP Lisesi yıkıntıları altında Dursun Çetin'i Salih'i ve karga Halil'i "spor yapıyoruz"diye döğerken görür gibi oldum birara;"-yok,onlar o günlerde kaldı."dedim lakin Dursun uzun bacağını savurduğunda zor kaçtım!
Sonra...Mustafa Sam,Ercan Çoban çıkıp yıkıntılar arasında gayb oldular...sonra;Elvan Erbay,Talat Koca,Cafer Petek,Salih Kocabay...herbirisi hayat adımlarımın ilkletini oluşturan klasik ADAMLAR,karıştılar boşluğa,bakakaldım arkalarından.
Nilüfer Balakbabalar arz-ı endam eyledi,Dilek Kılıç,Birsen-Nursen Çetin kardeşler...Kimya hocamız ve sınıfın aşkı Fatma Altındağ hoca,Türkçeci Kemal Şahin,matematikci Seyhan keskin...Seyhan hoca yine sınıfa giriyor ve "-Hüseyin,bi gül hele!" diyor yine,yine sınıfı ateşliyorum kahkahalara...
Nilüfer,sen biraz dur,dana hâlâ kızgınım.Sana döğer gibi bakmak istiyorum,sana yine ve daha kötü bir şiir yazmak istiyorum Nilüfer,okurken köz gibi kızarmalısın;sen nasıl Fatma'yı sevdiği söyler,nasıl benim mütemmim cüz'ümü sevgilim addedersin,nasıl böyle aşağılık bir yalana pınarlık yaparsın Nilüfer.Nilüferce güzel yüzün niye hiç ruhuna uğramadı?Dur Nilüfer,duuur!Al hatıralardan kopup gelip gayb olan biri daha.
FATMA, sen hep korunaklısın bende, ne yıkılan pansiyon,ne yıkılan dünya bendeki sana dokunamaz.Sen,benim KLASİĞİMsin,eskimez,zaman değerlendirir,yıkılanlarım güçlendirir...DOSTUMSUN,KIYASLANAMAZIMSIN.Nilüfer'e tamda bundan dolayı kızmıştım Fatma;o,seni bana sevgili yaparak SIRADANLAŞTIRMAK HATASINI İŞLEDİ.Oysa DOST,sıraya girmeyendir.
GOP Lisesi Pansiyonu'na Vali Recep YAZICIOĞLU geliyor,yatakhaneleri dolaşıyor,hepimizle ilgileniyor ve yıkıntıları terkediyor,Allah rahmet eylesin.
Tokat'tayım yine,hüzündeyim,HAZANDAYIM.Yıkıntılardayım.Taşhan'da,Yeşılırmak kenarında,Gümenek'teyim.Hastahanede ANAMLA,hatıralarda geçmişleyim.
Yine EYLÜL'de,
Yine hüzünde,
Yine HAZANDAYIM.
Kırgınım,
Ağır bir "GEÇMEMİŞ!"yaşamaktayım,
Yorgunum.
"Dün"den kalanlar hep canlı,
"Bugün"e dargınım.
Derinlere dalmışım,
Vurgunum.
Yorumlar
Yorum Gönder