- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
NİHAN'A MEKTUPLAR
NİHAN'DAN GELEN-2
FIRAT,AZİZİM. 22/06/2016
Bilmezsin;öğrenim yıllarımın ilk kısmında başarılı bir öğrenciydim,orta kısmı iyi'ydi,lise de ise "eh işte!" derecede bir öğrenciydim.Tahmin edersin ki bu "eh işte!" edebiyat derslerim için geçerli değildi;yoksa seni nasıl bulurdum,değil mi?Hayat dediğimiz okuldaki derslerim hep "eh işte!" derecesinde oldu.Okulda ki ve hayattaki bu dereceler aynı etkin değerde değil.Okulda sınıfta kalınırken,hayatta aynı dereceyle kalınmıyor,geçmek ise bir üste çıkmak değil ağır yontulma oluyor.Umudundan,heyecanından, yaşama tutunma azminden,insanlarla ilişkilerinden,güven duygusundan,sevmenin sıcaklığında yontulma.Bir yanınla inceliyor/inciniyorsun, dikkatin dağılıyor,düşüncelerin karasızlık kuyusuna düşüyor.Karamsarlık,hep yanı başında/herhangi şekilde uzanabildiğin heryerde oluyor.Artık,bir gondolun aşağı salınış anındaki iç geçmesi halinde kendi içinde/için geçerek ve duvarlarına çarparak bir kuyuya düşüyorsun.
1988'de lise bitince bağlama kursuna gittim,.Sırf "nota ile çalmak" için iki yıl kursa gittim.Bağlama çaldığımı biliyorsun/bildiğim bir şeyin kursuna gittim ve iki yıl sonra bağlama hocası oldum.Hayalim de buydu zaten;resmi olarak bağlama öğretmeni olmak,ders vermek-sazın sesini çoğaltmak/sazın sözünü duyurmak...elbette,bağlama üzerine iddiam yok kimseyle iddiam,mızrabı tele değdirdiğimde benim kalbimde olanı söyletmektir ve duyduğumda benim memnun olmam.Yoksa,bağlamayı çirkin bir sesle çığırtmak değildir amacım.Sanırım,bu memnuniyeti duydum,başkaları gibi...Çaldığım yerlerde üzerime yoğunlaşan bakışlardan "kadın,bu işin erbabı!" sesini duydum.Murteza ve Yağmur'a da bağlamayı öğrettim.Herhalde Alevi olduğumuzdan;benden hızlı öğrendiler.Hele Yağmur,eline bağlamayı aldığında göreceksin;uzun yıllar çocuk hasreti çekmiş anne gibi sarılıyor bağlamaya ve okşar gibi dokunduruyor mızrabı.Bağlama,Yağmur'un dokunduğunda bebeğin gülmesi tadında ses veriyor.
Çocuklarımı seviyorum Fırat, bak,çok falan demiyorum seviyorum."Seviyorum" yükselişe doğru ucu açık bir hal belirtimidir,"ne kadar"ı yoktur.En az kadarıdır "seviyorum." Onlarlayken,onlarla gezer-konuşur-oynaşırken hayatım makyaj yapıyor/daha bir güzelleşiyor.Bu,çıkmayan, sırıtmayan,doğal bir makyaj.Onlarlayken,olmalarına sebep olan evliliğe,anlaşamadığımız babalarına "bile" teşekkür ediyorum."Zor yılların,zor evliliğin ödülü bunlar!" diye bakıyorum onlara.Ve bütün ödüller sevilir.
Yağmur'un sesi çok güzel.Nefesi çok rahat.Bozlakları çok seviyor,çok söylüyor.Öyle uzatıyor ki bozlaklarda...başkası olsa kesinlikle kızar-dinlemem ama Yağmur uzattıkca adeta "azıcık daha!" diyorum.Mesela,çok bildiğimiz "Huma kuşu yükseklerden seslenir..." de o "kuşu" öyle bir uzatıyor ki...Neşet ERTAŞ bile türkü girişlerinde bu kadar uzun çalmıyor.Türkü söylerken "kendinden geçiyor." Mevlevi dervişince kaybolup gidiyor söyleyişinde.
Murteza,bağlamaya birde gitar ekledi.Bağlamada çok iyi,gitarda da "harka!" Bazan arkadaşını getiriyor eve,biz çalıp söylüyoruz O,dinliyor.Türkülerimize de katıldığı,tek söylediği de oluyor.Ha,kız sizden/sünni."Efendi" bir kız, "adabınca!.." davranmasını enfes beceriyor,gelinimmiş gibi davranıyor.Bu hoşuma gidiyor,"gelinim"den memnunum!
Sevgili FIRAT,
Anne-babamla,Cihan'dan ayrıldıktan sonra "iyi olduk." Olanlara birazcık senin pencerenden baktık" olacakmış, oldu,!"Beklemiyordum bu kadar hızlıca olup-biteni kabul edeceklerini.Bir zaman acıyacaklarını, "biz demiştik!.." çıkışları yapacaklarını umuyordum,hiç bir yaralayıcı davranışları olmadı."Senin yanlışının olması bizim kızımız olmandan önemli değil."dedi babam.Annemse "hayat böyledir." dedi "böyle olacağını bilseydin zaten yapmazdın.Sen, bir dilek tuttun çıkmadı.Bundan sonrası bundan öncesinden önemlidir,gözün ileri bakasın,yüzün yarına dönük olsun,bugününü dün'e esir etme!" dedi.Ki,bu söylem özgürleştirdi beni.Hayatıma yeni bir "format" attı annemin kabulü.
Yaşamak güzel şey be Dostum!Her anı,her hali,her günü-ayı-yılı!Geç kalınmışı da,etken yaşanmışı da güzel."Geçene ah etmemeyi,gelene kahretmemeyi" öğretiyor zaman;sabretmeyi/sabır tarlasını ekmeyi-tahammül fidesini büyütmeyi ve mutluluk meyvesini toplamayı öğretiyor.Yoruluyorsun, "tamam artık,buraya kadarmış!" diyorsun,sonra içinden gelen bir itki ile kaldığın yerden "asılıyorsun;yeniden-yine!" ve birşeylerin "gıdım gıdım" değiştiğini,zamanla değişimin durağandan çok olduğunu ve durağanın da değişebileceğini görüyorsun.Artık, yaşanmışlıklar yaşamında motor görevi yapmaya,durmana izin vermemeye başlıyor.Hareketin en kötü halinin,en iyi durağanlığa fark attığını görüyorsun ve cesaretin artıyor.Çekilen ızdırap,canındaki yanışlar,kalbindeki kırıklıklar,umudundaki bitişe evrilişler...hepsi birleşiyor ve bir yeni umuda/tutunma hırsına yeniliyorlar.Küçük dünyanda kötüliklerle/kötü yanlarınla tıtuştuğun savaş içinde bir zaferi büyüte büyüte sona yürüyor.Bu,her adımda aralığı büyüyen,her anı kendi kendini kamçıladığın bir yürüyüş oluyor.Belki,tozu-dumana katmıyor/katamıyorsun ama zaferinin her zerresini kaybedişi olmayan bir kazançla kazanıyorsun.
Evliliğim en iyi okulum,Cihan,en iyi öğretmenim oldu.Bu okulun "teşbihte hata olmaz." mış;her sınıfını zorlanarak geçtim,her dersinde dayak yedim.Her dayağın acısıyla öğrendiklerimi silinemez şekilde yazdım hayatıma.Cihan'nın öğrettikleri O'ndan sonraki hatta;O'nunla bile yürüdüğüm yolda rehber oldu.Evliliğimi,bugün baktığımda kendimi mecbur hissederek girdiğim bir tünel gibi görüyorum;girerken loştu,ilerledikce karanlıklaştı.Her evlilik bir tünel değil midir zaten?..Herkes,değilse bile çok çoğunluk girer...Beraber girilen kişi önemlidir,Cihan öncelikle bunu öğretti.Işıklı,gönlü ovalarca geniş,dağlarca yüksek,denizlerce çoşkun kişi ile girmeli bu yola.Ki,yol uzadıkca zevk,her adımda tat,sonu görünmedikce bağlılık versin.Yaşama "kıl ipiyle bağlı" tebessümle küs-kahkahayla düşman bir yoldaşla çıkılan bu yol,her adımı karanlık,her anı bıkkınlık,her günü ömür boyu mahpusta volta atmadır.
Geçti,rüzgâr gibi değilse de geçti.Eskitti,pörsüttü, hırpaladı!Yalnız,sanırım bunlar sade bende olmadı,Cihan'da darma-dağın oldu.Kendini hep suçlu hissetti,hep hafif,hep başarısız.Evliliğimizin devam edememesinin bahanesi olarak kendini gördü;bunu hem hissettim,hem bana söyledi;"Nihan!" dedi "ben,sana az'ım,sen,bana çoksun!Aramızda,benim gücümü aşan bir fark var ve ben bu farkı kaldırıp sana göre olamayacak kadar zayıfım.Sen,bu farkı kaldırırsın fakat,sen olmaktan çıkarsın.Bu senle ben bir arada olabilsekte bir olmamız imkânsız.İki olarak kalmamız da...ayrılsak mı?.."Geleneksel kadın tipinde bir kurşun olabilcek bu sözler...Ebeveynlerine karşın evlilik yapmış birinde yıkım yapması gereken bu istek...bana umut aşıladı,içimde bir tebessüm oldu.
Çok geçmedende ayrıldık,boşanma kararının verildiği duruşmanın sonunda çocuklarda beraber Yeşilırmak kenarına gittik.Hiç bir şey olmamış gibi oturduk,çekirdek çıtlattık,saatlerce.Her anımızı bilen Yağmur'la Murteza'da bizimle uyuşuk bir resim çizdiler.Kalktık,Yağmur konuştu ilk,
-Baba,daha iyi olamaz mıydı?
-Olsaydı,yapabilseydik iyi olurdu kızım.Fakat,bir kişinin yutkunmasıyla olmuyor.Çok yutkunan çok yontuluyor,yontulan bitiyor.Annen çok yontuldu.Ben beceremedim.
-Ne yapalım?Kötü bir olayın iyi bitirilmesi de hoş.Teşekkür ederim baba!Her zaman görüşebiliriz,beni çok yalnız bırakma,tamam mı babacığım?
-Elbette,ne zaman istersen.Murteza,her zaman ki gibiydi,
-Neslihan'ın dediği gibi baba;olanda hayır vardır!Bundan sonrası hepimiz için güzel olsun!Ayrılıkla kopmak aynı değildir,biz kopmuyoruz,annemle babam ayrılıyor,biz bağ olarak duruyoruz;bağlamıyor ama koparmıyoruzda!
-Evlat,bu iki kişi arasında,dört kişilik bir olay yok.
-Teşekkür ederim baba.Bana baktı;
-Eğer,okumayı becerebilseydim bir şiirdin.Ben,şiirde ahengi,nesirde duyguyu tutturamayan bir okuyamazım.Teşekkür ederim Nihan hanım.
-Her yaşam bir şiirdir,her şiir okunur;kimi candan,kiminin canına!İkimizde yanlış yapmışızdır belki,birimiz fazla.Geçti,nazımda ahenk,nesirde renk soldu ölmedi,soldu.İhtimal ki,okuyucu okuyacak bir şiir bulur.Güzel günleriniz olsun Cihan bey!Zıt yönlere yürüdük,bir çekirdek kabuğu yığınını ortada bırakarak bu,evliliğimizden kalan son çöptü.
Artık,biz üç kıtalık,güzel bir şiirdik,Cihan,tek mısralık.Gönülden dilerim,kendini tamamlasın,bir beyit olsun.
Fırat,
Yoruldum.yazmak,okuyacağın heyecanıyla yazmak güzel,yorulmakta güzel,dinlenmek daha güzel.Sesli okuduğunu düşünerek-dinlediğim hissiyle dinlenmek güzel/olacak.
Senin için güzellik-sağlık-mutluluk dileyerek son veriyorum,hoşcakal!
FIRAT,AZİZİM.
Bilmezsin;öğrenim yıllarımın ilk kısmında başarılı bir öğrenciydim,orta kısmı iyi'ydi,lise de ise "eh işte!" derecede bir öğrenciydim.Tahmin edersin ki bu "eh işte!" edebiyat derslerim için geçerli değildi;yoksa seni nasıl bulurdum,değil mi?Hayat dediğimiz okuldaki derslerim hep "eh işte!" derecesinde oldu.Okulda ki ve hayattaki bu dereceler aynı etkin değerde değil.Okulda sınıfta kalınırken,hayatta aynı dereceyle kalınmıyor,geçmek ise bir üste çıkmak değil ağır yontulma oluyor.Umudundan,heyecanından,
1988'de lise bitince bağlama kursuna gittim,.Sırf "nota ile çalmak" için iki yıl kursa gittim.Bağlama çaldığımı biliyorsun/bildiğim bir şeyin kursuna gittim ve iki yıl sonra bağlama hocası oldum.Hayalim de buydu zaten;resmi olarak bağlama öğretmeni olmak,ders vermek-sazın sesini çoğaltmak/sazın sözünü duyurmak...elbette,bağlama üzerine iddiam yok kimseyle iddiam,mızrabı tele değdirdiğimde benim kalbimde olanı söyletmektir ve duyduğumda benim memnun olmam.Yoksa,bağlamayı çirkin bir sesle çığırtmak değildir amacım.Sanırım,bu memnuniyeti duydum,başkaları gibi...Çaldığım yerlerde üzerime yoğunlaşan bakışlardan "kadın,bu işin erbabı!" sesini duydum.Murteza ve Yağmur'a da bağlamayı öğrettim.Herhalde Alevi olduğumuzdan;benden hızlı öğrendiler.Hele Yağmur,eline bağlamayı aldığında göreceksin;uzun yıllar çocuk hasreti çekmiş anne gibi sarılıyor bağlamaya ve okşar gibi dokunduruyor mızrabı.Bağlama,Yağmur'un dokunduğunda bebeğin gülmesi tadında ses veriyor.
Çocuklarımı seviyorum Fırat, bak,çok falan demiyorum seviyorum."Seviyorum" yükselişe doğru ucu açık bir hal belirtimidir,"ne kadar"ı yoktur.En az kadarıdır "seviyorum." Onlarlayken,onlarla gezer-konuşur-oynaşırken hayatım makyaj yapıyor/daha bir güzelleşiyor.Bu,çıkmayan,
Yağmur'un sesi çok güzel.Nefesi çok rahat.Bozlakları çok seviyor,çok söylüyor.Öyle uzatıyor ki bozlaklarda...başkası olsa kesinlikle kızar-dinlemem ama Yağmur uzattıkca adeta "azıcık daha!" diyorum.Mesela,çok bildiğimiz "Huma kuşu yükseklerden seslenir..." de o "kuşu" öyle bir uzatıyor ki...Neşet ERTAŞ bile türkü girişlerinde bu kadar uzun çalmıyor.Türkü söylerken "kendinden geçiyor." Mevlevi dervişince kaybolup gidiyor söyleyişinde.
Murteza,bağlamaya birde gitar ekledi.Bağlamada çok iyi,gitarda da "harka!" Bazan arkadaşını getiriyor eve,biz çalıp söylüyoruz O,dinliyor.Türkülerimize de katıldığı,tek söylediği de oluyor.Ha,kız sizden/sünni."Efendi" bir kız, "adabınca!.." davranmasını enfes beceriyor,gelinimmiş gibi davranıyor.Bu hoşuma gidiyor,"gelinim"den memnunum!
Sevgili FIRAT,
Anne-babamla,Cihan'dan ayrıldıktan sonra "iyi olduk." Olanlara birazcık senin pencerenden baktık" olacakmış, oldu,!"Beklemiyordum bu kadar hızlıca olup-biteni kabul edeceklerini.Bir zaman acıyacaklarını, "biz demiştik!.." çıkışları yapacaklarını umuyordum,hiç bir yaralayıcı davranışları olmadı."Senin yanlışının olması bizim kızımız olmandan önemli değil."dedi babam.Annemse "hayat böyledir." dedi "böyle olacağını bilseydin zaten yapmazdın.Sen, bir dilek tuttun çıkmadı.Bundan sonrası bundan öncesinden önemlidir,gözün ileri bakasın,yüzün yarına dönük olsun,bugününü dün'e esir etme!" dedi.Ki,bu söylem özgürleştirdi beni.Hayatıma yeni bir "format" attı annemin kabulü.
Yaşamak güzel şey be Dostum!Her anı,her hali,her günü-ayı-yılı!Geç kalınmışı da,etken yaşanmışı da güzel."Geçene ah etmemeyi,gelene kahretmemeyi" öğretiyor zaman;sabretmeyi/sabır tarlasını ekmeyi-tahammül fidesini büyütmeyi ve mutluluk meyvesini toplamayı öğretiyor.Yoruluyorsun, "tamam artık,buraya kadarmış!" diyorsun,sonra içinden gelen bir itki ile kaldığın yerden "asılıyorsun;yeniden-yine!" ve birşeylerin "gıdım gıdım" değiştiğini,zamanla değişimin durağandan çok olduğunu ve durağanın da değişebileceğini görüyorsun.Artık,
Evliliğim en iyi okulum,Cihan,en iyi öğretmenim oldu.Bu okulun "teşbihte hata olmaz." mış;her sınıfını zorlanarak geçtim,her dersinde dayak yedim.Her dayağın acısıyla öğrendiklerimi silinemez şekilde yazdım hayatıma.Cihan'nın öğrettikleri O'ndan sonraki hatta;O'nunla bile yürüdüğüm yolda rehber oldu.Evliliğimi,bugün baktığımda kendimi mecbur hissederek girdiğim bir tünel gibi görüyorum;girerken loştu,ilerledikce karanlıklaştı.Her evlilik bir tünel değil midir zaten?..Herkes,değilse bile çok çoğunluk girer...Beraber girilen kişi önemlidir,Cihan öncelikle bunu öğretti.Işıklı,gönlü ovalarca geniş,dağlarca yüksek,denizlerce çoşkun kişi ile girmeli bu yola.Ki,yol uzadıkca zevk,her adımda tat,sonu görünmedikce bağlılık versin.Yaşama "kıl ipiyle bağlı" tebessümle küs-kahkahayla düşman bir yoldaşla çıkılan bu yol,her adımı karanlık,her anı bıkkınlık,her günü ömür boyu mahpusta volta atmadır.
Geçti,rüzgâr gibi değilse de geçti.Eskitti,pörsüttü,
Çok geçmedende ayrıldık,boşanma kararının verildiği duruşmanın sonunda çocuklarda beraber Yeşilırmak kenarına gittik.Hiç bir şey olmamış gibi oturduk,çekirdek çıtlattık,saatlerce.Her anımızı bilen Yağmur'la Murteza'da bizimle uyuşuk bir resim çizdiler.Kalktık,Yağmur konuştu ilk,
-Baba,daha iyi olamaz mıydı?
-Olsaydı,yapabilseydik iyi olurdu kızım.Fakat,bir kişinin yutkunmasıyla olmuyor.Çok yutkunan çok yontuluyor,yontulan bitiyor.Annen çok yontuldu.Ben beceremedim.
-Ne yapalım?Kötü bir olayın iyi bitirilmesi de hoş.Teşekkür ederim baba!Her zaman görüşebiliriz,beni çok yalnız bırakma,tamam mı babacığım?
-Elbette,ne zaman istersen.Murteza,her zaman ki gibiydi,
-Neslihan'ın dediği gibi baba;olanda hayır vardır!Bundan sonrası hepimiz için güzel olsun!Ayrılıkla kopmak aynı değildir,biz kopmuyoruz,annemle babam ayrılıyor,biz bağ olarak duruyoruz;bağlamıyor ama koparmıyoruzda!
-Evlat,bu iki kişi arasında,dört kişilik bir olay yok.
-Teşekkür ederim baba.Bana baktı;
-Eğer,okumayı becerebilseydim bir şiirdin.Ben,şiirde ahengi,nesirde duyguyu tutturamayan bir okuyamazım.Teşekkür ederim Nihan hanım.
-Her yaşam bir şiirdir,her şiir okunur;kimi candan,kiminin canına!İkimizde yanlış yapmışızdır belki,birimiz fazla.Geçti,nazımda ahenk,nesirde renk soldu ölmedi,soldu.İhtimal ki,okuyucu okuyacak bir şiir bulur.Güzel günleriniz olsun Cihan bey!Zıt yönlere yürüdük,bir çekirdek kabuğu yığınını ortada bırakarak bu,evliliğimizden kalan son çöptü.
Artık,biz üç kıtalık,güzel bir şiirdik,Cihan,tek mısralık.Gönülden dilerim,kendini tamamlasın,bir beyit olsun.
Fırat,
Yoruldum.yazmak,okuyacağın heyecanıyla yazmak güzel,yorulmakta güzel,dinlenmek daha güzel.Sesli okuduğunu düşünerek-dinlediğim hissiyle dinlenmek güzel/olacak.
Senin için güzellik-sağlık-mutluluk dileyerek son veriyorum,hoşcakal!
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder