Huseyin FIRAT'ın Dünyasına Hoşgeldiniz...

Sabahın hayrı, Sabahın çayı, Sabahın Üsküdar'ı, Sabahın şükrü, Sabahın hamd'ı. Sabahın güzelliği, Sabahın hüznü, Sabahın garipliği, Sabahın mutluluğu, Sabahın tazeliği, Sabahın "İkimiz"i, Sabahın "hepimiz"i, Sabahın " kimimiz"i, Sabahın sevdası, Sabahın çabası, Sabahın kavgası, Sabahın inceliği, Sabahın sükuneti, Sabahın hikmeti, Sabahın izzeti, Sabahın himmeti, Sabahın gurbeti, Sabahın aşkı, Sabahın meşki, Sabahın farkı, Sabahın çoşkusu, Sabahın korkusu, Sabahın duygusu, Sabahın uykusu, Sabahın kaygısı, Sabahın saygısı, Sabahın,illada sabahın...ilk adım;herşeye,her sabah.Ölen ölmüştür,"kalan sağlar" başının derdine düşecektir."Ölenle ölünmüyor." gidenle gidilmiyor,kalanla kalınmıyor. Her varlığın bir özgün hareketi var,bir kendine göre'si var.Sabah,hepsinin yine-yeniden başlangıcı.Dün'den kalan-yarım kalmış olsa da,bu sabah yeni bir besmele,yeni bir "hayırlı sabahlar" yeni bir "günaydın!" yeni bir ba...

Ne kadarda güzel bir fotoğraf bir bakınız Fırsatınız olursa bu resmi bırakınız. Bir çay demleyip, "şöyle" Neşet baba açarak, Gönül Dağı'na doğru birde tütün yakınız. Zahidem'de dinlenir,belki anılar kalkar- Çocukluk günlerine çağlayınız-akınız! Zira;bugününüze gün gelip yağacak kar Büyüyüp/resimlerde kalacak o çocuklar. Zamanın sinesine masumluğu çakınız, Ne kadarda güzel bir fotoğraf bir bakınız.

MODERN YAŞAMIN HEDİYESİDİR BU, Evet,sofradan,sahandan,ayrılmaktan bahsettim değilmi?Ben bazan caf-caflı düşünmeyi,afilicümleler kurmayı severim. bu aynı zamanda/belki/değişik kabul etmenin değişik bir şekli olabilir mi acaba dediğimde olur.Mesela şöyle bir düşünüş biçimi kaç kişinin kabulüne mazhar olur!? ''Bir zaman geldi ki...bir gecekondu büyüklüğündeki yataklarımıza iki yastıkla,ayrı dünyalar halinde girdik...Sofradan-sahandan önce YASTIKLARIMIZ AYRILDI.Bir odada,bir sofrada başlayan ayrılık iki yastıkla devam etti.Masum,rahatlamak için ayrıldığımızı sandık,sandık ki o kocaman yatak rahatımız için...Oysa zaman, büyüyen yatağın iki yastığı getireceğinin,iki yastığın iki kişiye işaret olduğunun,bunun zamana yayılmış bir ayrılık tohumunu fideleştireceğinin görülmesini uzattı sadece... Şöyle dediğinizi duyar gibiyim:''Ailenle problemin varda,yada kişisel problemin varda iki yastığı mı bahane ediyorsun.''''Sana ne elin ...

Koyu bir karanlık istiyor gönlüm Seninle oturup muhabbet etmek Nice karanlıkta huzuru gördüm "Karanlıkta huzur olmaz!" ne demek? Oturalım bile, gönül gamlansın Geliyorum,bir çay koyda demlensin. Belki hiç konuşmaz öyle susarız Somurtur belkide surat asarız Belli olmaz;sağı-solu keseriz. Bu gecelik şu gönlümüz kamlansın İçer şenleniriz;çay koy demlensin. "Dünler"i yadeder dudaklarımız Hüzünlere varır ayaklarımız Olmasın ritmimiz,uyaklarımız Hüzün dolsun,gözlerimiz nemlensin Bile ağlayalım,çay koy demlensin. Biraz sevda,biraz devrim,biraz aşk Ve çokca yalnızlık-azıcıkta meşk Aksın gönlümüzden gözümüze eşk Hatıralar yavaş yavaş çimlensin Sulayalım DOSTUM,çay koy demlensin. Oturalım;belki sükunet gelir Gerçi;gece bizi " bayağı" bilir Olaki,bu derdi,bu gamı alır İçtikce kırmızı su zemzemlensin Muhabbet olacak,çay koy demlensin. Belki Hayyam gibi aşk ile içip Dünyanın derdinden,gamından geçip Başka bir aleme kanadın açıp Uçalım,k...

"Haydin felaha!" diyor,"sen" hala yatıyorsun, Müslümanlık denince,bilirim "kalbin temiz." Ahlak-mahlak sallıyor,yüksekten atıyorsun, Yalnız,içinde şeytan su aygırından semiz. Bırak, ahlak,adalet,liyakati haline; İlk şart,rükuya varıp-secdeden aşk içmemiz. Kimseler su dökemez;fırsat geçse eline, Her ne kadar bilsekte kalpcağızın "tertemiz. "Beyan asıldır." deyip,inanalım,velakin; Lazım gelir kalbinde temizliği görmemiz. Yaratanı "takmayan!!??" bir kalbin sahibinde, Bizce ahmaklık olur temiz kalp beklememiz. Haydi,HayyalesSalah diyene icabet et, O temiz kalpciğine ekle fazladan kıymet. Hayırlı,bereketli sabahınız ve devamen gününün olsun efendim.

Gündüzünü bitirmiş,gözleri "gece" bakar, Duvarlarına sinmiş kahkahalar çınlıyor. Asaletli duruşu ve duruştaki vakar... Üzerinde yapıldığı zamanın ruhu var; Ben bunu anlıyorum ve o,beni anlıyor. Gözlerinde gördüğüm o sıcacık damlalar Ahşap kaplamalardan süzülüp-düşüyorlar. Çatısında hayaller dolaşıyorlar, gördüm, Ve içinde anılar titriyor,üşüyorlar. Üst katta bir baba'nne elinde kalın bir tığ, Alt kattaki gencine ikmek ilmek örüyor. Orta katta bir genç kız çiçek açmış yüzünde, Karşı pencerede gence çiçekler gösteriyor. Ve iki çocuk;kimse göremiyor onları; Bazan sek sek oynuyor...ve bisiklet sürüyor. Kimi bu yapıların yerinde plazalar, Benim gözlerim ise yalnızlığı görüyor.

Bir hayalet misali yaşadığım dünyadan, Camlardan silüetim düşecek, gideceğim. Gerçek misali acı,hüzün dolu rüyadan, Birileri bir mezar eşecek,gideceğim. Belkide bir gecenin sabahı olmayacak, Belkide giden gece-geriye gelmeyecek, Neler benimle öldü,kimseler bilmeyecek, Yaşadığımdan hızlı,koşarak gideceğim. Geride boş bir isim,"boş sada" bırakarak, Yağmur sonrası çorak sular gibi akarak, Girilememiş "eş-dost" hatırından çıkarak, Bendini aşmış selce-çoşarak gideceğim. Kalanlar "oh!" çekecek/belkide sevinecek, Olaki bir iki can ardımdan dövünecek, Ecel bir gece gibi yavaş yavaş inecek, Lakin, ben bedenimden taşarak gideceğim.

"Ayrılıyorum!" diye bu kadar dil dök,dört saat sonra paket al!Ne diye laf kalabalığı yapmışım ki? yol bittiğinde... ilk sevdamda tanışmıştık seninle başkalarıyla olan sarmaş-dolaşlığın heveskar yanımı uyandırmıştı,öyle bir albenin, öyle davetkar bir halin vardı ki illa olmalıydın benimde; başkalarının olduğunca ve ben senin 1984'tü galiba yatılı okul pansiyonunda bir gece buluşmuştuk... ilk dokunduğunda dudaklarıma çarpılmıştım hatırlarsan, bir çekişte ''büyüdüm.'' sanmıştım hevesim daha bir canlanmış genzimden tutuşup yanmıştım o günden bu yana tam otuz yıl,seninleyiz çok şey yaşadık hep ve her anımda sen vardın... kaçışlarımda,dönüşlerimde, kaybediş ve buluşlarımda, şahidimdin benle yanardın,yandığımda nar'ımda. kimi zaman karanlıklarımı gri'ye boyadın bu,zayıfta olsa bir teselliydi kimi zaman ışığımı gri'ye boyadın gözlerim kamaşmasın diye acımda,tatlımda, ağlayışımda,gülüşümde, sılamda,gurbetimde, sevgimde,nefretimde, hep yanıbaşımdayd...

Beni sorduklarında... beni,senden sorarlarsa, ''kırkaltılıydı.'' dersin. ''deli-dolu düşünürdü, deli-dolu konuşurdu.''dersin ''kendini bir şey sanırdı.''der birde okkalıca söversin! ''kafasında koca bir coğrafya taşırdı bilmem neredeki insanlara yanardıda kendi halini bilmezdi.'' diye ünlersin. ''ya,ne bileyim, acaip biriydi işte çok okur, çok konuşurdu lakin biraz sorunluydu ademle ''geçimsizdi.''desem değil ''çabuk kaynaşırdı.''desem değil biraz mesafeliydi alemle... diye betimlersin. ''çatlak-matlaktı ama,konuşurdu ha! ateşliydi cümleleri,yapamadıklarının acısını çekerdi, yaptığı bir iyilik varsa''yok.'' çekerdi ...