Huseyin FIRAT'ın Dünyasına Hoşgeldiniz...

Bir fırtına sonrası... Bedenin karanlığa Saçların yellere Yüzün güneşe... Ben, Hasret adlı ateşe emanet. Dalgın gözlerin ıslak Tüm sözlere kilitli dudakların Adımlarından taşar yorgun yıllar Ağırlığı gönlünde uzakların. Dokunsam saçlarına Gözlerine düşsem Yüzünden kaysam yel gibi Düşsem kalbine Şu hüzünlü halini bile kuşansak Şu kırgın kalbini paylaşsak Şu saçlarınla uçuşsak Ölsek Toprak olsak Bir gülün goncasında buluşsak.

"Ağabey,hiç kendini yalnız hissettin mi?" dedi "deli kız" Otel girişte güvenlik "deli dolu" hanım hanımcık ve bir o kadarda samimi davranışlı. "Niye sordun deli kız?" "Benim gibi sende de iki tahta eksik görüyorum ağabey." "Doğru görmüşsün doğrunun miktarı az." "Yalnız hissediyor musun?" "Ya sen? "Bazan!" "Ben,aklımın farkına varıp kalbimin çırpıntılarını duyduğum gündenberi o hissedişteyim.Bu hal artık ruhumun varlık verekcesi.Çokluk bende karşılıksız,ben çoklukta yokluğum." "Feylosof gibi konuştun tahtası eksik ağabey!" "En boş konuşan kesim,onlardan da yalnızım.Ben sadece ben gibi konuşurum deli abla." "...kız!" "Deli kız!" "En sevdiğin,kendini orada olmakla,onunla-onlarla olmakla mutlu hissettiğin zamanların,insanların yok mu?" "Var!Orda... Gelinciğin Kaya'da, Kiresbilerde, Salacak'ta, Kız Kulesi ile telepatik iletişim hali...