Huseyin FIRAT'ın Dünyasına Hoşgeldiniz...

Şeksiz şüphesiz şirksiz kapında bekliyorum Varlığım varlığına muhtaçtır sensin Samet. Bende masiva vardır,ben aciz ve günahkâr Sende sonsuz affediş,Sende hesapsız rahmet. "Ateştenim..." diyerek isyan eden iblise "Euzubillah!.." derim,Sendendir bu azamet. Kulağımı kapatıp içimdeki yeise Şükrümü ifademdir iman dediğim nimet. Kafam içinde deprem olsa da zaman zaman Sana yönelik kalbim sanadır istikamet. Deli dalgalar vursun akıl sahillerine Kalpte sanadır kunut,sanadır bütün kamet.

Bir gecenin koynundan bir sabahın koynuna Uzun ince bir yolda tüketir zaman beni. Yükler tüm vebalini günahların boynuma Sıkıntılar ganidir,göremez derman beni. Uzun ince bir yol"un çok yorgun yolcusuyum Ne gözümde fer kaldı,ne dizlerimde derman. Can üflenmiş balçığım-ruh giydirilmiş suyum Ömür yolculuğunda ben çile yüklü kervan.

Ben hangi yaprağın ince hüznüyüm? Sonbahar kokuyor avuçlarımda. Hüzün ki bir türkü içli mi içli Dolanıp duruyor dil uçlarımda. Sevdam bir yapraktı gönlüne tutkun Hüzünlerden başka olmadı katkın Gönlüm Mecnunvari gönlüne yatkın Bayrak ol dalgalan aşk burçlarımda. (İlk iki mısra ALINTIDIR.)

Artık dilim lâldir "Gitme!" demeye Yolun açık olsun dönme bir daha. Gönlüm yoktur kalmanımistemeye Gayrı tüm hesaplar kalsın Allah'a. Gözlerim yolları aramaz artık Dilim "Nerde?" diye soramaz artık Kalbim öldü kimse giremez artık Beden de ha öldü ölür sabaha. Her şarkı her türlü seni söylerdi Her sevinç her korku seni söylerdi Tükenip gidenler güzel şeylerdi Girme günahıma girme günaha! Bilemezdim bir gün biteceğini Gönlümden dumanlar tüteceğini Satranç tablasından atacağını Mat oldum gerek yok ne tuş,ne şaha.

Bir gecenin koynundan bir sabahın koynuna Uzun ince bir yolda tüketir zaman beni. Yükler tüm vebalini günahların boynuma Sıkıntılar ganidir,göremez derman beni. Uzun ince bir yol"un çok yorgun yolcusuyum Ne gözümde fer kaldı,ne dizlerimde derman. Can üflenmiş balçığım-ruh giydirilmiş suyum Ömür yolculuğunda ben çile yüklü kervan.